![](https://en.marksist.net/sites/all/modules/print/icons/print_icon.png)
![](https://en.marksist.net/sites/all/modules/print/print_mail/icons/mail_icon.png)
1990’lı yılların kanlı tarihine damgasını vuran JİTEM Ana Davası zaman aşımı gerekçesiyle düşürüldü. Mardin Dargeçit’te 1995-1996 yılları arasında 2’si öğretmen, biri uzman çavuş olmak üzere 8 kişinin öldürülmesiyle ilgili hazırlanan iddianamenin 1999’da kabul edilmesiyle başlayan Dargeçit Davasına, ileriki yıllarda yeni katliam davaları da eklendi. JİTEM, Musa Anter, Ayten Öztürk, Ankara JİTEM davası ve Vartinas (Altınova) katliamı davalarıyla birleştirilen Dargeçit Davası, 2010 yılında JİTEM Ana Davası olarak adlandırıldı. 2025 Ocak ayında görülen son duruşmayla JİTEM Ana Davası 30 yıllık zamanaşımı gerekçesiyle düşürüldü. Oysa bu dava boyunca tutarlı yargılamalar yapılsaydı, Musa Anter gibi özgür basının önünde giden isimlerinden Kürt siyasi hareketinin önde gelenlerine kadar sayısız insanın faili meçhul cinayetlerde nasıl katledildiği ortaya çıkarılabilirdi. Ancak bu rejim, dava boyunca ortaya koyduğu hukuksuzluklarla eli kanlı katilleri beraat ettirmiş, oyalamalarla geçiştirdiği davanın nihayetinde zamanaşımından düşürülmesini sağlamıştır.
Peki nasıl oldu da 90’lı yıllarda 20 bin faili meçhul cinayet işlenmesine rağmen failler cezalandırılmadı? 100 yılı aşkın bir süredir kronik bir sorun olarak yaşanan Kürt sorunu, 12 Eylül askeri faşist rejiminin uyguladığı baskı, yasak ve işkencelerle yakın tarihimizde yeni bir aşamaya sıçradı. Askeri faşist rejimin en uç noktasına götürüp uyguladığı inkâr, imha ve asimilasyon politikaları Kürt halkının başkaldırısını sonlandırmak yerine mücadelesine ivme kazandırdı. Bu yüzden 12 Eylül faşizmi çözüldükten sonra da OHAL Kürt bölgelerinde uygulanmaya devam edildi ve mücadele yükseldikçe faşist şiddetin dozu arttırıldı. Ordu ve polisin uyguladığı şiddetin yanı sıra kontrgerilla örgütlenmeleri devreye sokuldu. Özel Harp Dairesi, Köy Koruculuğu, Özel Harekât Timleri, Hizbullah ve JİTEM (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı) devreye sokuldu.
1990’larda JİTEM, Kürt halkına yönelik baskı ve imha operasyonlarının tam kalbindeydi. Bu karanlık yapı, “terörle mücadele” adı altında köyleri yakan, boşaltan, binlerce insanı faili meçhul cinayetlerle ortadan kaldıran bir devlet organizasyonuydu. JİTEM içindeki polisler, korku ortamı yaratmak için Kürt siyasileri ve gençleri nasıl işkence ederek öldürdüklerini ilerleyen yıllarda itiraf ettiler. Musa Anter cinayeti, bu karanlık tarihin simgesi haline gelmiştir. Mehmet Ağar, Korkut Eken, Mahmut Yıldırım (Yeşil) gibi isimler bu cinayetlerin arkasındaki kilit figürler olarak biliniyor. Ancak bugün, bu isimler hesap vermek bir yana, “devleti için kurşun atan” kahramanlar olarak görülüyor.
Bir zamanlar AKP, JİTEM gibi yapıları deşifre eder gibi yaparak demokrasi şovu sahneledi. Ancak bu riyakârlık uzun sürmedi. Özellikle 2015’ten itibaren rejim, Kürt halkına yönelik baskılarını arttırdı ve siyasi imha operasyonlarını kesintisiz bir şekilde sürdürdü. HDP eş başkanları, milletvekilleri, il başkanları, belediye başkanları, gerçek dışı suçlamalarla, hukuksuz yargılamalarla tutuklandı, ağır cezalara çarptırıldı. TC, Irak ve Suriye’de de Kürt halkına karşı savaşı tırmandırmaktan geri durmadı. Bu politikaların bedelini, sadece Kürt halkı değil tüm Türkiye halkları ödüyor.
Zamanaşımını bahane eden egemenler 6-7 Eylül’den 1978 Maraş Katliamına, 12 Eylül’den Kemal Türkler’e birçok katliamın faillerinin yargılanmasını engelledi. Grev yasaklarından muhalif belediyelere kayyum atanmasına, her olayda yargı faşist rejimin emrine amade kararlar çıkarıyor. AKP’nin eski kurucularından ve bakanlarından Hüseyin Çelik, uygulanan hukuk sistemine ilişkin olarak, “Ne yazık ki biz de kendi militan yargımızı oluşturduk. Geçmişte kendisi mazlum olan birileri bugün gücü eline aldıktan sonra eğer zalim kesilmişse bu korkunç bir şeydir” diyerek durumun vahametini özetliyor.
JİTEM Ana Davasının zaman aşımından düşürülmesi, rejimin ve yargının niteliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Faşist rejimlerin karanlık tarihinde bu tür kararların yer alması şaşırtıcı değildir. Bu karanlık dönemler ancak işçi sınıfının mücadelesiyle aşılabilir.
![Share](/sites/mtw7/files/pictures/icons/share.png)
link: Marksist Tutum, JİTEM Ana Davası Zamanaşımından Düşürüldü, 5 Şubat 2025, https://en.marksist.net/node/8436
Marx’ın Kapital’ini Okumak / III. Cilt /18
Burjuva Devletin Karanlık Yüzü