Kölece çalışma koşulları, yoksulluk, eşitsizlik, sömürü, savaş ve şiddetten başka insanlığa hiçbir şey vaat etmeyen bu düzen artık miadını doldurmuş durumda. Sorunlar sarmalının peşinde bir bilinmeze doğru sürüklenen insanlığın yaşamı her geçen gün daha da çekilmez hale geliyor. Ama bu gerçekliği ters yüz etmek ve düzenlerinin devamlılığını sağlamak için egemenlerin atmadıkları takla yok! İşçi sınıfını bölüp parçalayan, yapay kutuplaştırmayı ve ayrımcılığı körükleyen, emekçilerin algılarını çarpıtarak bir sınıf olma bilincinden uzaklaştıran onlardır. Geçmişle gelecek arasındaki köprülerini yıkan da, emekçileri hafızasız bırakarak karanlığa mahkûm etmek isteyenler de onlardır.
Ama Marksist Tutum sayfalarından öğrendiğimiz bir gerçek daha var; aydınlık karanlığı mutlaka ama mutlaka kovar! Çıkışsız olan kapitalizmdir, insanlık değil! İşçi sınıfımızın kendi öz gücüne, örgütlülüğüne güvendiğinde ve mücadeleyi büyüttüğünde neleri başarabileceğini çok iyi biliyoruz. İşte 1 Mayıs bu mücadelenin bir sembolüdür. İnsanı alçaltan, toplumsal değerleri yok sayan bu düzenin dayatmalarına karşı insanlaşma mücadelesi veren sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. Dünya proletaryasının, mücadelemizin simgelerinden biri olan kızıl bayraklarını dalgalandırarak, taleplerini hep bir ağızdan haykırarak meydanları doldurduğu bir gündür. Toplumsal hafızamızı silmek için her türlü sinsi oyunu oynayan egemenlere karşı 136 yıldır büyüyerek yanan bir ateştir 1 Mayıs! Dostlarımızı coşkulandıran ve gururlandıran, düşmanlarımıza korku salmamızı mümkün kılan mücadele geleneğimizdir 1 Mayıs!
Zaman bir derviş gibi sabırla eğiredururken ipliğini, bugün bu geleneğe sahip çıkan kadınlar olarak 1 Mayıs meydanlarını doldurma heyecanıyla doluyuz. Son iki yıldır pandemi gerekçesiyle emekçilere meydanların yasaklanması, sorunlarımızın yok sayılması, kibirli egemenlerin aklımızla alay etmesi, derinleşen yoksulluk ve kölece çalışma koşulları bardağı taşırdı, taşırıyor. Yaygınlaşan işçi eylemlerinin ortaya çıkardığı toplumsal değişim ve dönüşüm isteği de bunun bir göstergesi. Bu haklı isteğin en öndeki neferleri olan emekçi kadınlarımızın birlik, dayanışma ve mücadelenin gücünü hissetmeye her zamankinden çok ihtiyacı var. Çünkü salgın gerekçesiyle evlere kapatılan yaşlıların bakımı, çocukların bakımı ve eğitimiyle ilgilenmek zorunda kalan kadınların iş yükü arttı. Pandemi döneminde, Türkiye’de ve dünyada oransal olarak en fazla işsiz kalanlar kadınlar oldu. Artan hayat pahalılığı emekçi kadınları mutfağı çeviremez hale getirdi. Artan aile içi şiddet nedeniyle sorunları daha da katmerlendi. Bu sorunların çözümü için mücadele etmemiz gerektiği bilinciyle, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ve evlatlarımızı mücadele alanlarına, 1 Mayıs alanlarına davet ediyoruz. Sınıfımızın mahallelerden sokaklara, fabrikalardan meydanlara akan bir nehrin kolları gibi, tüm dünyada kardeşçe, coşkuyla gürül gürül çağlamasını istiyoruz. Dünya proletaryasının 1 Mayıs’ına selam olsun! Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
link: Gebze’den bir grup kadın işçi, Dünya Proletaryasının 1 Mayıs’ına Selam Olsun!, 10 Nisan 2022, https://en.marksist.net/node/7616
Selam Olsun Tarihin İlk İşçi İktidarına, Paris Komününe!