Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği, 11 Şubatta Taksim Hill Otelde yaptığı basın açıklamasıyla, “Hayır de! Herkes kazansın” başlıklı referandum deklarasyonunu açıkladı. Toplantıya, DİSK, KESK ve TTB’nin yanı sıra, aralarında HDP, EMEP, ESP, Halkevleri, İHD ve PSAKD’nin de olduğu çok sayıda bileşenin temsilcileri katıldı. Deklarasyon, KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse ve TTB Genel Başkanı Raşit Tükel tarafından açıklandı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından OHAL ve KHK’lar aracılığıyla temel hak ve özgürlüklerin rafa kaldırıldığı, ülkenin yarı açık cezaevine dönüştürüldüğü, üniversitelerin saldırıya uğradığı, yüz binin üstünde kamu emekçisinin işinden atıldığı, aydınların, gazetecilerin tutuklandığı, havuz medyası dışında neredeyse bütün medyanın susturulduğu, kamuya ait olan ne varsa el konularak “Varlık Fonu”na devredildiği belirtilirken, çıkarılan son KHK ile hem sendika yöneticilerinin hem de çok sayıda akademisyenin görevlerinden alındığı hatırlatıldı.
Mevcut değişiklik paketinin, toplumun hiçbir kesiminin taleplerini içermeyen, tam tersine bir tek adam sultası yaratma ve cumhuriyet tarihinde ilk kez usul ve esas yönünden bir “anayasasızlaşma” ve “diktatörlük” dayatması olduğu vurgulandı.
“Temel hak ve özgürlüklerimizden tek bir kişinin bekası için vazgeçemeyiz, ‘HAYIR’ diyelim. Herkes kazansın” çağrısının yapıldığı deklarasyonda, Anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesiyle, tüm yetkilerin tek elde, tek partide, tek siyasal görüşte toplanacağı ve denetlenemeyen, eleştirilemeyen, tekçi bir sisteme oturtulacağı dile getirildi.
Bunun “mevcut OHAL/KHK’ler rejimini süreklileştirme hamlesi” olduğu ifade edilirken, işçilere, emekçilere, kadınlara, gençlere ve tüm “ötekilere” şöyle seslenildi:
Bizler bu ülkede yılın 365 günü alın teri dökenleriz, üretenleriz. Biliyoruz ki hayır dersek, bu referandum kendi yaşamımızı ve ülkemizin geleceğini yeniden kurma yönünde karar hakkımızı kullandığımız önemli bir fırsat olacaktır. Türkiye’nin işçiler, kamu emekçileri, kadınlar, gençler ve tüm ötekiler için bir cehenneme dönüştürülmesine, tek bir kişiye, tek bir imzayla sendikaları kapatma, grevleri yasaklama, kıdem tazminatını kaldırma, toplu iş sözleşmelerini askıya alma, gerektiğinde ücretleri dondurma yetkisi veren anayasa değişiklik teklifine her beraber “Hayır” diyelim. Dünyada ücretler açısından en alt sıralarda olmaya, dünyanın en uzun süre çalıştırılan işçileri, emekçileri olmaya, içinde işçilerin, emekçilerin hakları olmayan anayasa değişiklik teklifine “Hayır” diyelim.
14 yıldır cinsiyet ayrımcılığının nasıl daha fazla derinleştirildiğine, kadın olarak mücadelemizle kazandığımız haklarımızın nasıl birer birer elimizden alınmak istendiğine tanık olduk. Birlikte mücadele ederek pek çok saldırıyı durdurduk. Bu teklif kadın düşmanlığında sicili bozuk olanlarca hazırlanan, şiddetin, tacizin, tecavüzün, istismarın, kadın cinayetlerinin meşrulaştırılması teklifidir. Yine durdurabiliriz. Kadınlar olarak, emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir. Son sözü biz söyleriz diyerek “Hayır” diyelim. “Hayır” demek için kadın olmak yeter.
Şimdi işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, bütün ötekiler olarak önümüzde bir fırsat var. Referandum son yüz yıllık tarihimizde yapılan sayısız anayasal değişikliğin çok ötesinde, ülkemizi ve geleceğimizi çağdışına itecek bir rejim değişikliğinin onaylanıp onaylanmaması olarak geçecek. Toplum olarak bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Bunun için geleceğimiz hakkında kararı biz veririz, “Hayır” diyoruz. Herkesi “Hayır”da birleşmeye çağırıyoruz. “Hayır” de herkes kazansın.
Deklarasyonun açıklanmasının ardından, Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği bileşenlerinin temsilcileri sahneye çıkarak, “Hayır de! Herkes Kazansın!” sloganını tek bir ağızdan yükseltti.
link: Marksist Tutum, “Hayır De! Herkes Kazansın!”, 11 Şubat 2017, https://en.marksist.net/node/5488
AKP Tornasında Eğitim Tesviyesi
Savaşa HAYIR!