Her birini Ocak ayında kaybettiğimiz devrimci önderlerimiz Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht, Lenin, Mustafa Suphi kendi yaşadıkları dönemde olduğu gibi bugünün devrimcilerine de ışık tutuyor ve sınıfsız bir gelecek için bizlere yol gösteriyorlar.
Tarihsel öncülerimiz işçi sınıfının kapitalizme karşı vereceği mücadelede göğüsleyeceği zorlukları bilerek, gerek yaşamları ile gerek fikirleri ile önemli bir miras bırakmıştır. İşçi sınıfının devrimcileri olarak bu yolda ilerleyerek, dünya ölçeğinde örgütlenerek kapitalizmi alaşağı edebiliriz. Bunun için ihtiyacımız olan devrimci bir önderliktir. Şu an dünyamızda yaşanan savaşların, felâketlerin tüm sorumlusu kapitalist sistemdir. Tüm felâketler kapitalizmin bağrında yatan çelişkilerden kaynaklıdır. Bu çelişkiler bir yandan işçi sınıfını derin bir yoksulluk, açlık ve bin bir türlü zorlukla karşı karşıya bırakıyor, bir yandan kapitalizmin mezar kazıcılarını yaratıyor.
Kapitalizm yarattığı çelişkilerle kendi kendine yıkılacak değildir elbet. Örgütlü işçi sınıfının ve devrimci bir örgütün öncülüğü olmadan kapitalizm yıkılamaz. Rosa Luxemburg’un dediği gibi, “ya barbarlık ya sosyalizm” çağının içerisindeyiz. Devrimci önderlerimizin tarihsel deneyimlerinden süzdüklerimizle, onların bıraktığı teorik mirasla, bu yolda mücadele bayrağını daha da ileriye götürmek için elimizden geleni yapacağız. Yaşasın sosyalizm! Enternasyonalle kurtulur insanlık!
link: Gebze’den MT okuru genç bir metal işçisi, Devrimci Önderlerimiz Yolumuzu Aydınlatıyor, 23 Ocak 2024, https://en.marksist.net/node/8174
Yolumuz Ekim Devrimini Yaratanların Yoludur
Okurlarımızdan: Yaşasın 1 Mayıs!