Bir yıl önce Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’yı “terör propagandası yapmak” ve “Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak” suçlamasıyla[*] tutuklayan rejim, TTB için de “amaç dışı faaliyet yürüttüğü” gerekçesiyle dava açmıştı. TTB’nin çeşitli toplumsal sorunlar konusundaki açıklamalarını ve siyasi iktidara yönelik eleştirilerini “amaç dışı faaliyet” olarak nitelendiren rejim yargısı, bir yıl süren davayı 30 Kasımda karara bağladı. Açıklanan kararla 11 kişilik TTB Merkez Konseyinin görevine son verilirken, yeni merkez konseyi seçimlerini tamamlamak üzere beş ilin tabip odalarının şube başkanlarından oluşan bir heyet görevlendirildi. Daha önce pek çok örneğini yaşadığımız üzere bu aleni bir kayyum uygulamasıdır ve amaç başta Şebnem Korur Fincancı olmak üzere TTB yönetimini ve üyelerini susturup biat etmelerini sağlamak, toplumsal muhalefete gözdağı vermektir.
Ankara’da görülen davada duruşma başlamadan önce Adliye binası önünde, tabip odalarından, DİSK, KESK ve TMMOB’dan, çeşitli siyasi partilerden temsilcilerin ve milletvekillerinin katılımıyla bir basın açıklaması yapıldı. Şebnem Korur Fincancı tarafından okunan açıklamada şunlar dile getirildi:
“Seçilmişleri yargıyı kullanarak görevden almaya çalışmak, meslek örgütleri ve demokratik kamuoyu temsilcilerini susturmak iktidarın siyasi ajandasında önemli bir yer tutuyor, bunu biliyoruz. … Aynı zihniyet, bugün yine benzer yollarla TTB Merkez Konseyi’ni «amaç dışı faaliyet gösterme» gerekçesiyle görevden almaya çalışmaktadır. Amaç dışı faaliyet gösteren TTB değil, Anayasa’yı ve adaleti korumakla görevli olan kurumlardır.
“TTB’nin amacı; meslektaşlarının güvenli çalışma ortamlarında çalışmasını sağlamaktır. TTB’nin amacı; koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesidir. TTB’nin amacı; akademik özgürlüklerin tesisi ve nitelikli tıp eğitimi için mücadele etmektir. TTB’nin amacı; nükleere karşı yaşamı savunmaktır. TTB’nin amacı; pandemide toplumdan gizlenenleri açığa çıkarmaktır. TTB’nin amacı; deprem bölgesinde dayanışmayı örgütlemek, yıkılan bir kentin çocuklarının sağlıklı büyümelerini sağlamaktır. TTB’nin amacı; kadın sağlığını koruyup geliştirmektir. TTB’nin amacı; savaşa karşı barışı savunmak, sağlık emekçilerinin ve kurumlarının dokunulmazlığını sağlamaktır. TTB’nin amacı; Kaz Dağları’nı, Cudi’yi, Akbelen ormanlarını yaşatmaktır. TTB’nin amacı; toplum sağlığını bütüncül olarak ele almak ve geliştirmektir. TTB’nin amacı; hekimlerin mesleki bağımsızlığını korumaktır.”
“Topluma kendi söylediğini tekrarlatmak dışında bir amaç gütmeyenler için TTB’nin faaliyetleri amaç dışı gibi görünebilir. Aldırmıyoruz! Biz görevimizin başındayız” denen açıklamada TTB’nin dün susmadığı gibi bugün de susmayacağı vurgulandı.
Duruşmanın sona ermesinin ardından yapılan açıklamalarda ise verilen haksız ve hukuksuz karar protesto edilerek yine mücadele kararlılığı dile getirildi.
Rejim uzun zamandır baroları etkisiz hale getirmek için yaptığı bölme operasyonlarını TTB için de hayata geçirmek istiyor. Bunun ilk adımı olarak TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve TTB yönetimi hedef alınmıştır. Fakat rejim güçlerinin doğrudan TTB’yi kökten etkisiz hale getirmek için Meslek Örgütleri Yasasını değiştirmek istediği de bilinmektedir. Kuşkusuz faşizmin hedefinde sadece TTB değil bir bütün olarak toplumsal muhalefet vardır. Muhalefeti zorla, zorbalıkla bastırmaya çalışan rejim, bu doğrultudaki adımlarını aynı zamanda bir gözdağı ve yıldırma operasyonu olarak da kullanmaktadır. Her ne kadar muhalefetin sesini toptan kesmeyi başaramasa da, onu zayıflatıp büyük oranda etkisiz hale getirdiğini görmekte ve buradan güç almaktadır. Bu yüzden rejimin niteliğinin doğru olarak kavranması ve ona karşı emek cephesinden birleşik ve güçlü bir mücadelenin örülmesi elzemdir.
[*] 2022 Ekiminde bağlandığı bir haber kanalında, Türk ordusunun Irak Kürdistanı’nda yürüttüğü askeri harekâtta kimyasal silah kullandığına yönelik iddialar konusundaki görüşleri alınan Şebnem Korur Fincancı, görüntülere bakarak yorumlarda bulunmuş ve bu konunun araştırılması gerektiğini söylemişti. Uluslararası insan hakları mücadelesinin önemli, tanınmış ve güvenilir isimlerinden biri olan ve bir adli tıp uzmanı olarak izlediği görüntülerde kimyasal silah kullanılmış olabileceğini dile getiren Fincancı, bunun üzerine adeta lince uğrayarak tutuklanmıştı. Fincancı iki buçuk aylık tutukluluğunun ardından, “terör örgütü propagandası”ndan 2 yıl 8 ay ceza verilerek şartlı tahliye edilmişti.
link: Marksist Tutum, TTB’ye de Görevden Alma ve Kayyum Zorbalığı!, 1 Aralık 2023, https://en.marksist.net/node/8137
Göçmen İşçilerle Birlikte Sınıf Mücadelesini Büyütelim
Rejimin Kalıcılaşma Çabası