Türkiyeli emekçilerin yıkıcı bir yoksullaşma yaşadığı, her alanda sıkışan ve çıkmazı büyüyen rejimin ise emekçilerin tepkisini bastırıp onları sindirmeye çalıştığı bir dönemde, DİSK’in çağrısıyla 12 Aralıkta Kartal’da gerçekleştirilen mitinge binlerce işçi katıldı. Kortejler halinde Kartal Meydanına yürüyen işçiler, rejimin ve sermayenin saldırılarına karşı güçlü bir şekilde seslerini yükselttiler. Pandemi bahanesiyle getirilen miting yasaklarının ve iki yıl üst üste 1 Mayıs mitinginin dahi yapılamamasının ardından işsizliğe, yoksulluğa ve rejimin baskılarına karşı örgütlenen bu mitinge DİSK’e bağlı çok sayıda sendikanın yanı sıra sosyalist örgütler de coşkulu bir katılım sağladı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun siyasi iktidarın yalanlarına değinerek alana seslendiği konuşmasında sorduğu; “İşsizliğin azaldığını, çoluğunun çocuğunun iş bulabildiğini gören var mı? Emekliye müjde diyorlar, düne göre daha iyi geçinebilen bir emekli kardeşim var mı? EYT’li kardeşlerime soruyorum. Emeklilik hakkınızı alabildiniz mi? İşçilere müjdeler verdiler, kadro dediler. Hâlâ daha belediyelerde şirketlerde çalışmak zorunda kalan ve bugün de bu meydanı dolduran belediye işçisi kardeşlerime soruyorum. Kadro alabildiniz mi? Yıllardır MESS’in dayatmalarına karşı dimdik ayakta duran, şimdi de yeni bir mücadeleye hazırlanan metal işçisi kardeşlerime soruyorum. 1 Ocaktan itibaren yeni bir toplu sözleşme sürecine giren ve fabrikalarından taşeronu çıkartan lastik işçisi kardeşlerime soruyorum. Tekstil işçisi, sanayi işçisi kardeşlerime soruyorum. İhracat şahlandı, ekonomi büyüdü ya. Siz bu büyümeden payınızı alabildiniz mi? Yedi gün 24 saat çalışan, hizmet üreten ve pandemide de virüsle, ölümle burun buruna çalışmak zorunda kalan sağlık emekçilerine soruyorum. Hakkınız ödenmez dediler, hakkınızı ödediler mi? İnşaat işçileri, enerji işçileri, büro işçileri, ticaret işçileri, bütün işkollarındaki işçi kardeşlerim; düne göre daha iyi koşullarda çalışıyor muyuz?” sorularına binlerce işçiden gelen güçlü “hayır” yanıtı ve yine iktidarı hedef alan sloganların güçlü bir şekilde atılması emekçilerin biriken öfkesinin özeti niteliğindedir.
disk_kartal_mitingi_20211212_mgl9312.jpg
Toplanma alanında işçi örgütlerinin kortejlerinde yapılan konuşmalarda ekonominin tepetaklak yuvarlanması, hayat pahalılığı, zamlar, işsizlik ve yoksulluk karşısında emek cephesinin ortak bir mücadeleyi örgütlemesi zorunluluğu dile getirildi. Bu konuşmalarda “Tüm işçi sendikaları ve tüm işçi örgütleri aynı safta birleşmek zorundadır. İşte o zaman, emek cephesi olarak rejimin ve sermayenin saldırılarına güçlü bir şekilde Hayır deriz” vurgusu öne çıktı.
Yaşanmakta olan ağır ekonomik krizin faturasının tam anlamıyla emekçilerin sırtına yıkılmasıyla gelecekleri iyice belirsiz hale gelen milyonlarca emekçinin hoşnutsuzluğunun, kaygı ve öfkesinin arttığını daha önce de dile getirmiştik. Binlerce emekçinin geceleri sokaklara çıkarak “Hükümet İstifa” sloganı atması, öğrencilerin “Barınamıyoruz” eylemlerinin devam etmesi, Boğaziçi eylemleri, 25 Kasımda binlerce emekçi kadının alanlara çıkması, DİSK’in Türkiye’nin her yerinde örgütlediği “Artık Yeter, Geçinmek İstiyoruz” eylemleri ve nihayet son zamanların en kitlesel işçi mitingi olan Kartal mitingi… Polis saldırılarına, yasaklara ve tehditlere rağmen bu eylemlerin önüne geçilememesi rejime yönelik tepkilerin arttığını gösteriyor.
Tam da bu nedenle her türlü muhalif harekete karşı kara propaganda ve karalama konusunda gemi iyice azıya alan rejim, bununla da yetinmeyerek tehditlerini ve saldırılarını arttırmış durumda. Sokak röportajlarına dahi tahammülü olmayan rejimin polisi, gecenin bir vakti ev baskınları yaparak röportajcıları da, röportaj verenleri de gözaltına aldı. İstanbul/Kartal mitinginin olduğu gün Ankara’da “Barınamıyoruz” eylemi yapmak isteyen öğrencilere saldıran polis en az 150 öğrenciyi gözaltına aldı. Yine aynı gün Antalya’da KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin örgütlediği hayat pahalılığını protesto eylemine izin verilmedi. Fakat yasaklara rağmen bir araya gelen işçiler, emekçiler, yürümeleri engellense de basın açıklaması yaparak hem yasakları hem de hayat pahalılığını ve zamları protesto ettiler.
Erdoğan rejimi ekonomik çöküntünün faturasının emekçilere yıkılmasını bir ulusal “ekonomik kurtuluş savaşı” propagandasıyla gizlemeye çalışsa da bu savaşın gerçekte sermaye cephesinden emekçi kitlelere karşı yürütülen bir sınıf savaşı olduğunu her geçen gün daha fazla sayıda emekçi görüyor. Böylesi bir dönemde DİSK’in işçi mitinglerini Diyarbakır’dan Adana’ya, Samsun’dan İzmir’e diğer kentlerde de gerçekleştirme kararı önemlidir.
27 Kasım tarihli “Beka Savaşı İçindeki Rejim Emekçilere Saldırıyor” yazımızda rejimin ekonomi politikalarının yoksullaşmayı arttıracağını, bunun da kaçınılmaz olarak hoşnutsuzluğu ve öfkeyi daha da büyüteceğini vurgulamış ve şunları söylemiştik: “Siyasal atmosfer değişmektedir ve bunun temelinde bizim uzun süredir dile getirdiğimiz ekonomik kötüleşme yatmaktadır. İşçi-emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarındaki hızlanan kötüleşmeye karşı tepkileri isabetli biçimde iktidarı da hedef almaya başlamaktadır. Burjuva muhalefet güçlerinin bile harekete geçmeye başlamaları temelde bununla ilişkilidir. Elbette onlar frenleme yaparak tepkileri seçim/sandık çerçevesinde tutmaya ve kendi kanallarına yöneltmeye çalışıyorlar. Ama ekonomik çöküntünün dinamiği bu frenleme eğilimini aşıp geçme potansiyeline sahiptir. Sınıf cephesinin tepkisini büyütmek için tüm sınıf güçlerinin yeni bir seferberlik ruhuyla hareket etmesinin zamanı gelmiştir.”[1]
Kartal mitingi kalabalığı ve coşkusuyla bu açıdan anlamlı bir adım olmuştur. İşçi ve emekçi kitlelerin tepkilerinin ve değişim arzusunun örgütlü kanallara akıtılması için sendikaların ve işçi örgütlerinin örecekleri emek cephesi büyük bir önem taşımaktadır.
13 Aralık 2021
link: Marksist Tutum, İstanbul’da İşçiler Rejimin ve Sermayenin Saldırılarına Seslerini Yükselttiler, 13 Aralık 2021, https://en.marksist.net/node/7526
... previous article
Kapitalizmin Kâğıt Üstünde Kalan İnsan Hakları
Kapitalizmin Kâğıt Üstünde Kalan İnsan Hakları
next article ...
Sierra Leone’deki Tanker Kazasının Hatırlattıkları
Sierra Leone’deki Tanker Kazasının Hatırlattıkları