İktidarın son dönemde kendisine bir dayanak noktası, kaçış alanı yaratmak için bulduğu bir icat var; itibar! Öyle ki, bu kelimenin sahiplerine göre, yazlık, kışlık ve 1124 odalı çeşitleri olan saraylar, en büyüğü 400 milyon değerinde birçok VIP uçak, her biri milyonlarca liralık yüzlerce makam ve koruma aracı, servet değerinde kol çantaları vb. devasa bir israf ya da debdebe değil, “itibarın” gereğidir. İğneden ipliğe her kaleme defalarca zam gelebilir. İnsanlar açlık ve yoksulluğun pençesinde yaşam mücadelesi verebilir, yangından sele türlü felâketler yaşanırken imkânların kısıtlı olduğundan bahsedilebilir. Lakin “itibardan tasarruf olmaz! İtibara gölge düşürülmemelidir!” Peki, mesele gerçekten itibar meselesi midir?
İktidara geldikleri 2002 yılında parmaklarındaki bir yüzükten başka hiçbir şeyleri olmadığını iddia edenler, aradan geçen 19 yılda ele geçirdikleri devletin tüm kaynaklarını fütursuzca yağmalayarak devasa bir zenginliğin sahibi konumuna geldiler. İktidarın lideri Erdoğan, dünyanın en zengin liderleri arasına girdi. İktidar kervanına katılan pek çokları da kısa bir zaman sonra firavunlarla aşık atar oldular. Bu yeniyetme muktedirler, aşırı israfta, lüks ve şatafatta bir beis görmediler. Zira onlara göre tüm bu gösteriş “itibarın” gereğidir. Dünyanın en büyük ekonomilerini temsil eden devlet başkanları, 1124 odalı sarayın altın varaklı koltuklarında oturtulup, altın muslukları olan mutfakta hazırlanmış chia tohumlu, ejder meyveli Smoothie ile ağırlanırlarsa ülkelerine döndüklerinde Erdoğan’ın sarayını soranlara Türkiye’nin büyüklüğünü şaşkınlık ve hayranlıkla anlatırlar zaar!
Yıllar boyu yoğun sömürüye tabi tutulan işçi ve emekçiler, kriz girdabına kapılıp, işsizliğin, açlığın ve yoksulluğun pençesine düştüler. Bir tarafta yoksulluğun devasa boyutlara ulaştığı, diğer tarafta yeni dolar milyarderlerinin türediği Türkiye’de, “bir lokma bir hırka” sloganını dilinden düşürmeyenler, ultra lüks düşkünlüğünü gizlemek için yeni bir motto icat ettiler. İşsizlik, yoksulluk, açlık kıskacındaki kitlelere yeni zamları, ek vergileri dayatırken, kendileri “itibardan tasarruf olmaz” diyerek gösteriş ve şatafatlarından en ufak taviz vermediler.
Peki, bulaştığı, organize ettiği her ayıbı “devletin itibarı” diyerek örtmeye çalışan iktidar yetkililerinin, önemli saydıkları sözde itibarlarını, mesele emekçilerin ücretleri ve yaşam koşulları olunca hatırladıklarını görüyor muyuz? Elbette hayır! Açlık sınırının altında tutulan asgari ücret, çalışırken alınan ücretin yarısı kadar olmayan emekli maaşları belirlenirken hiç kimse itibardan bahsetmiyor. İş kazaları ve meslek hastalıkları sıralamasında dünyada üçüncü, Avrupa’da birinci sırada olmak itibarlarına gölge düşürmüyor. Vatandaşların açlığı veya yoksulluğu itibara halel getirmiyor. İktidar sahipleri ne bir üzüntü ne de bir rahatsızlık hissediyor.
Ümidin, akarsuyun, meyve çağında ağacın, çiçeğin, börtü böceğin ve dahi insanın bile üstünde tuttukları itibarlarını şimdilerde bir kere daha fakat bu sefer farklı bir söylemle gündem ettiler. Günlerce söndürülemeyen devasa orman yangınlarından etkilenen bölgeler için dayanışma çağrısında bulunan insanları,“devleti itibarsız gösteriyorlar” diyerek suçladılar. Kendileri yaşanan her felâket sonrasında olduğu gibi vatandaşa utanmadan IBAN verdiler ama bunun değil en insani dayanışma çağrılarının devleti itibarsız gösterdiğini iddia ettiler. Aslında birileri kolunda 70-80 bin dolarlık çantayla dolanırken, çocuğuna pantolon alamayan babanın intihar etmesi, 13 adet VIP uçağı olup da doğru düzgün 1 tane yangın söndürme uçağının olmaması kutsal itibarlarını çoktan yerle bir etti! Ne var ki bunu görmek işlerine gelmiyor.
Milyonları açlığa ve yoksulluğa mahkûm edip hırsızlıkla, yolsuzlukla lüks ve şatafat içinde yaşayanlar, kâr ve rant hırsıyla emeği ve doğayı doymak bilmeksizin yağmalayıp her türlü felâkete davetiye çıkaranlar, tüm bunları gizlemek için “itibar” dedikleri incir yaprağının arkasına sığınıyorlar. İşçi kardeşlerim; bu gerçeği görelim ve vurgunda, talanda, açgözlülükte hududu olmayanların bizi aldatmalarına, budala yerine koymalarına izin vermeyelim.
link: Gebze’den MT okuru bir işçi, İktidarın İncir Yaprağı: “İtibar”, 4 Eylül 2021, https://en.marksist.net/node/7446
1 Eylül ve Barış Sorunu
İşçi Olimpiyatları, Spartakiadlar ve Gösterdikleri