10 Ekim 2015’te “Savaşa Hayır, Barış Hemen Şimdi” diyerek Ankara Garının önünde toplanan işçiler, emekçiler, Kürtler ve sosyalistlere karşı IŞİD canilerinin çifte bombalı saldırısında 101 barış savunucusu hayatını kaybetmişti. Üzerinde barış taleplerinin yer aldığı flama, bayrak ve pankartların parçalanan bedenlerin üzerinde birer örtüye dönüştüğü görüntülerle hafızaya kazındı bu katliam.
Saldırıların ardından arkadaşlarına yaralı oldukları halde yardım etmeye çalışanlar bu defa da polisin biber gazlı saldırısına maruz kalmıştı. Ambulansların alana girmesi uzun süre geciktirilmişti. Kasıtlı bir şekilde yapıldığı anlaşılan bu müdahale, ölümlerin sayısının artmasına neden olmuştu. Barış isteyenlerin maruz kaldığı vahşet, asla unutulmayacak ve zamanı geldiğinde hesap sorulacaktır.
10 Ekim katliamı, 2015’teki 7 Haziran seçimlerinde istediği sonucu alamayan iktidarın ülkeyi 1 Kasımda yeniden seçime götürdüğü süreçte gerçekleşen katliamlardan biriydi.
10 Ekim katliamıyla ilgili olarak açılan davada 571 sayfalık bir iddianame hazırlanmıştı ve 36 sanık hakkında 100’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyordu. Katliamın gerçek sorumluları, işbirlikçileri, destekçileri ve azmettiricileri açığa çıkarılmadı, yargılanmadı.
Katliamın 3. yılı dolmak üzereyken Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 3 Ağustosta gerçekleştirilen 10. grup duruşmalarında karar açıklandı. 9 IŞİD sanığı 100’er kez ağırlaştırılmış müebbet cezası ve ayrıca öldürmeye teşebbüsten 10 bin 557’şer yıl hapisle cezalandırıldı. Hapis cezaları alan IŞİD canileri, küfür ve hakaretler ederek duruşma salonunu terk etti.
Katliamda hayatını kaybedenlerin yakınları ve avukatlar, sanıklar hakkında eksik bilgiler olmasına, dosyaya yeni deliller gelmeye devam etmesine rağmen mahkemenin karar vermesine tepki gösteriyor.
Kararın açıklanmasının ardından duruşma salonunun dışında bir araya gelen aileler, yaptıkları basın açıklamasıyla tepkilerini dile getirdiler. Kapatılan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, yargılanan sanıkların ceza almasını tarihi bir karar olarak değerlendirdi. Ceza verilen sanıkların faillerin bir kısmı olduğuna dikkat çekti. Adalet mücadelesine devam edeceklerini ifade eden Coşgun, “Bildiğimiz kararı dinledikten sonra da azmimizi kaybetmeyeceğiz. Mücadele nasıl yapılır göstermiş olduk. Adalet demeye devam edeceğiz” dedi.
“10 Ekimde mitingde önlem almayanları, Gaziantep’i IŞİD hücresi haline getirenleri biliyoruz. Bunu memleket de biliyor” diyen Avukat İlke Işık, “Adalet bu ülkede zor arkadaşlar. Siz varsınız diye bugün bunlar tutuklu. Bu yüzden tahliye edilmediler. Ama onlar gerçek sorumluları yargılayamadılar” dedi.
Mahkemenin kararına tepki gösteren demokratik kitle örgütleri, “10 Ekim Katliamını aklayan kararlarınızı tanımıyoruz” pankartıyla Kadıköy’de bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada şunlar vurgulandı: “İçerde ve dışarıda yürüttüğünüz savaş çığırtkanlığınıza karşı bizler tıpkı 10 Ekim’de Ankara’da olduğu gibi en gür sesimizle yaşamı ve barışı savunmaya devam edeceğiz. Sizler bu davayı içi boşaltılmış mahkeme salonlarında bitirseniz bile halkların vicdanında bitiremeyeceksiniz. Barış isteyen memurlar, doktorlar, akademisyenler, işçiler ve emekçiler var oldukça gerçek sorumlular unutulmayacak ve bizler gerçek sorumlular yargılanana kadar bu davanın peşini bırakmayacağız.”
Avukatlar da yaptıkları açıklamada, katliamda kusuru ve sorumluluğu olan hiçbir kamu görevlisinin yargılamaya dâhil edilmemesine, firari 16 sanığın tespit edilmesi ve yakalanmasına dair taleplerin yok sayılmasına, kamu görevlileri ve bazı faillerle ilgili olarak ortaya çıkan bilgilerin görmezden gelinmesine tepki gösterdiler.
link: Marksist Tutum, 10 Ekim Davası: Hesap Daha Kapanmadı!, 4 Ağustos 2018, https://en.marksist.net/node/6456
Bu Dünyaya Marx Geldi! /4
Irak’ta Emekçilerin İsyanı