Kürt halkına karşı yürütülen askeri operasyonlarda, devlet yeni bir katliam gerçekleştirdi. Şırnak Uludere’nin Irak sınırında mazot kaçakçılığı yapan Kürt köylüleri üzerine Türk ordusuna ait uçaklardan bomba yağdırıldı. 28 Aralık Çarşamba günü gece saat 22.30 sularında F-16 savaş uçaklarıyla gerçekleştirilen saldırıda, çoğu 15-19 yaşlarında 36 Kürt genci katledildi, 17’si ise kayıp.
Ordunun en üst kademesinin bilgisi dâhilinde gerçekleşen bu vahşeti, dünyaya Kürt haber ajansları duyurdu. Milliyetçi-şovenist sermaye medyası uzun saatler suskun kaldı. En sıradan olayı bile canlı yayınlarla abartarak aktaran medyanın, sıra Kürt halkına karşı devletin işlediği suçlara gelince ağzından çıt çıkmaması, burjuva medyanın yalan, çarpıtma ve karartmaya dayalı haber anlayışını bir kez daha çarpıcı biçimde göstermiştir.
Medyanın suskun olduğu esnada Genelkurmay Başkanlığı yazılı bir açıklama yaptı. Savaş uçaklarının Irak’ın kuzeyindeki Sinat-Haftanin bölgesini vurduğunu iddia eden Genelkurmay, insansız uçaklarla aldığı istihbarat üzerine ateş emri verildiğini söyledi. Oysa Genelkurmay’ın açıklamalarının tersine, vahşi saldırı Kuzey Irak’ta değil, Şırnak Uludere yakınlarındaki Roboski Köyü civarında gerçekleşmişti. Yine Genelkurmay’ın dezenformasyonunun aksine, katledilenler PKK’li değil, jandarmanın bilgisi dahilinde küçük çaplı sınır kaçakçılığı yapan Kürt köylüleriydi.
Katledilen yakınlarının cenazesini almak için toplanan köylüler, büyük acılar içinde katliamı lanetlediler. Bombardımanda katledilenlerin çoğunun gençler ve öğrenciler olduğunu açıklayan köylüler, yakınlarının ekmek parası bulmak, okul masraflarını karşılamak için sınır boyunca kaçakçılık yapmak zorunda kaldıklarını söylediler.
Barış ve Demokrasi Partisi Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, “çok açık bir katliam” olarak değerlendirdiği saldırıya karşı, halkı tepki göstermeye çağırdı ve BDP olarak 3 gün yas ilan ettiklerini duyurdu.
Bu katliam AKP hükümeti tarafından yeniden azdırılan savaş politikalarının kaçınılmaz bir sonucudur. İçişleri Bakanının şiirde, resimde, güzelleştirme derneklerinde bile “terör” gördüğü faşist zihniyetle hareket edildiği sürece, bu katliamların sayısı da kapsamı da büyüyecektir. Bütün bölgeyi ateşe verebilecek olan bu politikalara derhal son verilmeli ve Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkı tanınmalıdır.
Askeri operasyonlarla bombalanan Kürt köylerinde, nice insan katledildi. Bu ve benzeri katliamlara imza atan devlet ve hükümet yetkilileri şimdiye dek yaptıklarının hesabını hiç vermediler. Halkların kardeşliğinin savunucusu olan Kürt ve Türk işçi ve emekçiler, zalimlerden er geç yaptıklarının hesabını soracaklardır.
Kürt halkının acısını yürekten paylaşıyor ve tüm işçileri, emekçileri, izlenen savaş politikalarının karşısına dikilmeye ve Kürt halkının yanında olmaya çağırıyoruz.
link: Marksist Tutum, Kürt Halkı Üzerine Bomba Yağdırıldı: 36 Ölü, 29 Aralık 2011, https://en.marksist.net/node/2858
Tutuklanan Basın Emekçileri Derhal Serbest Bırakılsın!
Bölüm 10 - Fabrika Çocuklarının Yürüyüşü