20 Nisan Pazar günü Ankara Tuzluçayır’da, 1929 yılında dünya ekonomisinin yaşadığı büyük bunalımı anlatan bir belgesel izledik. 1929’da New York borsasının çöküşüyle patlayan kriz uzun yıllar işçi ve emekçi kitlelerini derin bir yoksulluk ve sefalet içine sürükleyecekti. Birinci emperyalist paylaşım savaşı sonrasında, kapitalist sistemin doğası gereği yarattığı aşırı üretim büyük bir buhranla sonuçlanmıştı. O yıllarda bolluk, zenginlik ve rahat bir gelecek umuduyla kandırılan işçi ve emekçi kitleler sonrasında buhranla tanışacak ve arkasından gelen II. emperyalist paylaşım savaşıyla yine emperyalistlerin kapışmalarında cephelerde canlarından olacaklardı.
Dünyayı etkileyen bu buhranın faturası işçi ve emekçilere çıkartılmıştır. O dönemde işçi ve emekçiler açlıktan ve sefaletten kırılırken, gözü dönmüş patronlar tonlarca gıda maddesini kârları düşmesin diye imha ediyorlardı. Kapitalist sistem çelişik doğasını gözler önüne sermiş, tonlarca gıda çürüyüp giderken işçi ve emekçi kitleler sefalete, açlığa, yoksulluğa ve ölüme terk edilmişti. Kapitalist sistem, işçi-emekçilere sefaleti, yoksulluğu, açlığı, işsizliği gösterirken, gelen savaşla yine ekonomik canlanma şansını yakalamıştı.
Günümüzde de, kapitalistlerin artık saklayamadıkları ekonomik bunalımları yaşamaktayız. ABD’de büyük tekellerin milyarlarca dolar zarar ettiklerini açıklamaları, yaşanacak açlık, yoksulluk, sefalet ve işsizlik gibi sıkıntıların birer işareti niteliğinde. IMF, geçen haftalarda basında yer alan haberlerden bildiğimiz gibi, yaşanacak küresel mali krizin uzun süre devam edeceğini ifade ediyor. Yine Dünya Bankasının gıda fiyatlarındaki artışlar nedeniyle 100 milyon insanın daha yoksullaşacağını duyurması da, yaşanacak büyük küresel krizin işaretleri arasında.
Bunların yanı sıra, artan gıda fiyatları Mısır, Haiti, Tunus ve bazı Batı Afrika ülkelerinde halkın sokaklara dökülmesine neden oldu. ABD’de iletişim sektöründeki tekellerden cep telefonu üreticisi Motorola, 2 Bin 600 işçiyi daha işten çıkarttı. Emperyalist kapitalist sistemin emekçi kitleleri sürüklediği korkunç sefaletin artık saklanacak tarafı kalmamıştır.
Yaşadığımız coğrafyada da, her ne kadar AKP hükümeti dünyadaki krizin buraya uğramayacağı gibi palavralar atsa da, yeni yılla gelen zamlarla, pirinç kuyruklarıyla krizin yaşanmakta olduğunu görebiliyoruz. Burjuvazi işçi sınıfına saldırılarını sürdürerek SSGSS’yi yasalaştırmayı başarmıştır. Ancak ailelerin borç yükünün arttığını, işsizlik ordusuna 60 bin kişinin daha eklendiğini de göz ardı etmemek lazım.
Gerek dünyada, gerekse de yaşadığımız coğrafyada biz işçiler her geçen gün yoksullaşıyor, işsiz kalıyor ve büyük bir krizin eşiğinde yaşıyoruz. Tek kurtuluş yolu, işçilerin örgütlü mücadeleye katılmaları ve sömürüsüz bir düzen kurana kadar da devam etmeleridir. Kokuşmuş ve çürümüş bu sistemde biz işçi ve emekçiler olarak eğer mücadele etmezsek daha çok aç, işsiz, yoksul ve sefalet içinde yaşamaya mahkûm bırakılacağız. Bu nedenledir ki, örgütlenmeli, örgütlemeli ve mücadele etmeliyiz!
Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
link: Ankara’dan işsiz bir işçi, Ekonomik Kriz Derinleşiyor, 25 Nisan 2008, https://en.marksist.net/node/1782
Sosyalist Bir Dünyayı Hep Birlikte İnşa Edelim
Fas’ta 55 İşçi Yanarak Can Verdi