Aslında bir efsaneyle başlıyordu Newroz! Bundan binlerce yıl evvel eski kabilelerin kutladıkları bir bayram niteliğinde olan Newroz mitolojisi, günümüzde özgürlük tutkusuyla bütünleşmiştir. Her yılın 21 Mart Newroz Bayramı ezilmiş, yok sayılmış, baskılara maruz kalmış tüm Ortadoğu halklarının özgürlük çığlıklarını alanlarda ateşler yakarak kutladıkları bir gün olmuştur. O gün yakılan Newroz ateşi de yine Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı verdiği mücadelenin bir simgesidir.
Günümüzün egemen sınıfı her zaman takındığı faşizan tutumuyla tüm Newroz kutlamalarını Kürt halkını sindirme politikası güderek engellemeye çalışmaktadır. Ancak bu özgürlük ateşini çok da kolay sindiremeyeceğini anlayan egemenler, Newroz’u özgürlük, karşı koyma ve isyan ateşi gibi anlamlardan uzaklaştırarak, ezilen, yok sayılan halkları yine görmezden gelerek, Bahar Bayramı olarak dillendirmektedirler. Evet, Newroz yeni gün anlamındadır. Kışın o ölü toprağının üstümüzden kalkıp baharın o tazeliğini, dinamizmini simgeler! Ancak hiçe sayılan halklar gün gelecek, efsaneyi gerçeğe dönüştürerek hasretlik çektikleri özgürlük duygusunun tadına varacaklardır!
Ezilen ve yok edilmek istenen Kürt halkı mücadelesi ile Newrozları efsaneden gerçekliğe çevirerek sesini meydanlarda duyuruyor. Kürt halkına yönelik saldırılar onun haklı mücadelesinin önüne geçemeyecektir.
Başkalarını Ezen Uluslar Özgür Olamazlar!
link: Ankara Tuzluçayır’dan işsiz bir öğretmen, Efsaneden Gerçekliğe Newroz, 30 Mart 2008, https://en.marksist.net/node/1750
Bizleri birbirimize düşürüyorlar