İçinde bulunduğumuz hafta Marmara Üniversitesinde vize haftası. Birçok bölümde sınavlar devam ediyor. Ancak har(a)cını ödemeyen öğrenciler sınavdan çıkarılıyor ya da sınavları geçerli sayılmıyor. Dönem başında üniversite yönetimi öğrencilere har(a)çlarını ödemeleri için belli bir süre tanımıştı. Ne var ki 1000’i aşkın öğrenci bu süre içerisinde para bulamadıkları için har(a)cını yatıramamış. Bunun üzerine üniversite senatosunun caydırıcı olması için aldığı karar, har(a)ç yatırmayan öğrencilerin sınavlara sokulmaması oluyor. Bu, sınavlara sokulmayan öğrencilerin en az bir dönem okulu uzatmaları demek.
Bu duruma tepkili yaklaşık yüz öğrenci, tepkimizi dile getirmek ve rektörle konuşmak üzere toplandık. Durumu öğrenen özel güvenlik ve sivil polisler de toplanılan alana geldiler kameralarıyla birlikte. Bunlar bir yandan öğrencilere rektörlüğe gitmemelerini, birazdan rektör hanımın geleceğini söylerlerken, bir yandan da toplanan öğrencileri tek tek tespit etmek için kameraya çekiyorlardı. Bir süre sonra rektör ve yardımcıları bulunduğumuz alana geldiler ve sanki bir şey olmamış gibi pişkince “nedir derdiniz, anlatın bakalım?” diye sordular. Sınavlara giremeyen arkadaşlarımızın sınavlara alınmalarını ve giremedikleri sınavlar için de telafi sınavı yapılmasını istediğimizi belirttik. Rektör, “paramız yoksa okuyamayacak mıyız?” diyen öğrencilere karşı, “yavrularım ben de isterdim eğitim parasız olsun, harç parası ödenmesin ama bize bakanlar kurulundan karar geliyor. Biz de bunları uygulamak zorunda kalıyoruz” diyerek tepkileri bastırmaya çalıştı.
Birkaç öğrenci arkadaşımız, sorunun salt öğrenci sorunu olmadığını, işçi ve emekçi çocuklarının har(a)ç paralarını ödeyemedikleri için okuldan atılmakla yüz yüze olduklarını belirtinceyse devreye rektörün korumaları ve yardımcıları girdi. “Alanı siyasallaştırmayın, duyarsızlığınızdan dolayı ödemiyorsunuz harç paralarınızı” diyorlardı hep bir ağızdan. Rektör de öğrencilerle dalga geçercesine, “Çocuklar ben de sosyal demokratım. Harç paralarına karşı isterseniz yürüyüş yapın, ama biz harç paralarının zamanında ödenmesi için elimizden geleni yapmak zorundayız” dedi. Sonra da üniversite olarak öğrencilere burs verdiklerini, yardımcı olduklarını anlatıp durdu. Sonuçta rektörlük sorunun çözümünü kesin olmamakla birlikte bir hafta sonrasına erteledi. Öğrenciler bir hafta sınavlara giremeyecekler ve sonrası da belirsiz.
Görüyoruz ki, kapitalizmde paran yoksa en temel hakkın olan eğitim de yok. Aslında sorun ne tek üniversiteyle sınırlı, ne de 1000 kişiyle. Bugün işçi ve emekçi çocuklarının büyük bir bölümü üniversitelere giremiyor bile. İşçilerin aldıkları ücretler ortadayken bugün yaşanan öğrenci sorunlarını işçi sınıfının sorunlarından bağımsız düşünemeyiz. Bu nedenle de, mevcut olan dağınık durumdan kurtulup işçi sınıfıyla birlikte örgütlü mücadeleye girişmedikleri sürece öğrencilerin hiçbir kazanım elde edemeyecekleri açıktır.
link: Marmara Üniversitesinden MT okuru bir öğrenci, Har(a)ç ödeyemeyen öğrenciler sınavlardan atılıyor!, 12 Nisan 2007, https://en.marksist.net/node/1496
Kürt Sorunu
Biz Yoksullaştıkça Onlar Zenginleşiyor