Pazarlama ve satış firmasında çalışan bir işçinin çalışma koşulları nasıldır?
Her gün müşterileri ziyaret için yola çıkılır. Dışarıya çıkılan ilk saatlerde başlar stres, çünkü kapitalist sistemdeki her şeyin düzensizliği ve çarpıklığı trafikte de kendini gösterir. Hele bir de orası büyük şehir ise.
Ürünlerin tanıtımını yaparsınız. Şansınız varsa ürünlerinizin bazıları satılır, ama genellikle indirimli fiyatlardan. Çünkü fiyatı indirmezseniz satma şansınız çok azdır. Durum böyle iken ertesi gün ya da hafta satışlar hakkında analizin yapıldığı bir toplantı düzenlenir.
Patronun çalışanlara sorduğu sorular tam bir psikolojik baskıdır. Ürünler neden satılamıyor ya da neden az satılıyor, dahası neden çok düşük fiyatla satılıyor. Bu satış rakamlarıyla şirkete bir getiri olmuyor diye eklenir. Ardın da uyarı gelir: "Ya işini düzgün yapıp, kedini geliştirip daha iyi fiyata daha çok satış yaparsın ya da kendine yeni bir iş aramak zorunda kalırsın!"
Rekabetin kıran kırana olduğu bir dönemde, piyasada bir ürünü satmak oldukça güç bir iştir, hele bir de bu ürünlerin temin edileceği farklı alternatifler çoksa. Kapitalizmin bunalıma girdiği, firmalar arası rekabetin kızıştığı, küçük ölçekteki firmaların can çekiştiği bir dönemde, yürüttükleri kampanyalarla çıkış yolları arayarak ürünlerini satmak istiyorlar. Ama pazarda kim yüksek fiyatla satıyorsa onun şansı az oluyor. Tabii kapitalistlerin ürünlerini satamayıp ve daha az kâr ediyor oluşlarına, onlara bir çare bulmak açısından değil bunun çalışanlar üzerindeki etkisini, çalışanlara nasıl yansıdığını anlatmak için değindim.
Bu ürünleri satmaya çalışan işçi günün 8 ilâ 10 saati çalışıyor, 2-3 saatinde ise satış konusunda kendisini nasıl geliştirebileceğine dair alternatifler arıyor: kurslar, seminerler gibi. Uyku, dinlenme, sosyal faaliyet gibi doğal ihtiyaçlarını tümünüyse geri kalan 11 saate sığdırmak zorunda, elbette bunu karşılayacak maddi ve manevi gücü kaldıysa!
Bu işçi yoğun stres ve işten çıkarılma endişesiyle her gün bu cenderenin içerisinde bocalayıp durur. Kuşkusuz bu ve bundan çok daha ağır şartlarda çalışan ağır sanayi işçileri, fabrikada üretim yapan işçiler ve birçok çalışma alanında yoğun stres ve tehdit altında, sağlıksız koşullarda çalışan milyonlarca işçi var. Sektör ne olursa olsun gerek hizmet sektöründe çalışan işçiler, gerekse üretimde çalışan işçiler kapitalistlere kâr getirmedikleri anda işten atılıyorlar.
Kapitalizm doğası gereği, işçileri sömürerek kendini devam ettirebilir. İnsanı insanlıktan çıkartan kapitalizmden ve baskılardan kurtulmanın tek yolu, işçilerin örgütlü mücadelesidir. Ancak bu mücadeleyle insanların her açıdan özgürlüğe kavuşacağı bir dünya yaratılabilir.
link: Ümraniye'den MT okuru bir işçi, Bir pazarlama işçisinden, 22 Şubat 2004, https://en.marksist.net/node/1232
Sınıf Uzlaşmacı Sendikacılık Anlayışına Karşı Mücadele Yükseltilmelidir!
Sermayenin temsilcisi niçin sansür istiyor?