Merhaba Marksist Tutum okurları,
Biz işçilerin bugüne kadar alanlarda, basın açıklamalarında, grev ve direnişlerde hep bir ağızdan haykırdığımız bir slogandır: BİRLEŞEN İŞÇİLER YENİLMEZLER! Bu sloganın ne kadar doğru bir şeyi ifade ettiğini geçtiğimiz haftalarda katıldığımız bir basın açıklamasında bizzat yaşayarak öğrendik ve bunu sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
Bizler o gün, direnişte olan Cevahir Deri ve Dünya Deri işçilerini ziyarete gitmiştik. Oraya gittiğimizde Deri-İş sendikasının Tuzla’da bulunan zehirli atık varillerle ilgili bir basın açıklaması yapacağını öğrendik. Basın açıklaması aynı zamanda direniş sürecindeki gelişmelerin de işçilere aktarılması olacaktı. Bizler de basın açıklamasına katılarak her birimizi yakından ilgilendiren ve yaşamlarımızı cehenneme çeviren böylesine önemli bir soruna duyarsız kalamayacağımızı belirtmek, hem de direnişteki işçi kardeşlerimize destek olmak istedik. Basın açıklaması öncesinde işçilerle sohbet ederken, işçilerin yakındıkları en önemli sorunun eylemsizlik olduğunu fark ettik. Elbette ki direnişte olan her bir işçinin evinde ve çevresinde yaşadığı birçok sorun var. Ama oradaki işçilerin bu sorunlara karşı hazırlıklı oldukları sohbet ederken anlaşılabiliyordu. İşçiler “kazanım elde etmek istiyorsak eylem yapmak zorundayız, tüm Tuzla deri sanayisi olarak” diyorlardı.
Daha sonra hep birlikte Tuzla Deri-İş şubesine, oradan da basın açıklamasının yapılacağı alana doğru hareket ettik. Dünya Deri’nin önünden geçerken jandarmanın fabrikanın önündeki yerini aldığını gördük. Yanlış istihbarat almışlardı anlaşılan. Daha sonra basın açıklamasının olduğu yere geldiler. Bizler 80 ila 100 kişi kadardık. Jandarma komutanı ve Emniyet Müdürü önce Deri-İş yöneticileriyle görüştüler, daha sonra da işçilere dönerek “burada basın açıklaması yapamazsınız, kaymakamın kesin talimatı var” diyerek dağılmalarını söylediler. O an işçilerin tutumu belirleyecekti basın açıklamasının olup olmayacağını. Bir işçiden gelen slogan sesi herkesi kendine getirmeye yetti. Zaten dağılın emrinden sonra tüm işçiler bir öfke yumağına dönmüştü. Yüzbaşından bir uyarı daha gelmişti ki 150/200 metre öteden sesler gelmeye başladı. Kafamızı o yöne çevirdiğimizde 200 kişilik bir grup işçi sloganlarla bize doğru geliyordu. Yüzbaşı hemen iki grubun arasına askerlerini yerleştirdi ve emrini verdi: “geçmelerine izin verilmeyecek”. Her iki grubun da öfkesi artık dışarı taşmıştı. “Baskılar bizi yıldıramaz”, “işçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz” gibi sloganları atıyorduk tüm öfkemizle. Tam bu sırada yolun sağ ve sol tarafından sayıları 150 ila 200’ü bulan iki grup daha göründü. Mader, Öz-Zengin, Uyguner, Atas Denizcilik, Çubukoğlu Deri, Mar/kim Kimyasal gibi işyerlerinden işçiler basın açıklamasına desteğe geliyorlardı. Bu arada herkeste bir merak, kolluk güçleri ne yapacak? İşte o zaman bir slogan patladı: “Birleşen işçiler yenilmezler!” Kolluk güçlerine geri adım attırılmıştı. Ve birleşen işçiler kazanmıştı.
Tüm bu yaşananlar basın açıklamasının daha bir coşkulu ve kararlı geçmesine vesile oldu. Deri-İş sendikasının yöneticileri işçilere birer konuşma yaptı. Sadece Cevahir ve Dünya Deri işverenine değil, tüm deri sanayisindeki örgütlü oldukları işyerlerinin işverenlerine, “anlaşma olmazsa olacaklardan biz sorumlu değiliz” mesajı veren Deri-İş yönetimi, son olarak 1 Mayıs’ta alanlarda olmanın ne kadar önemli olduğunu söyleyerek basın açıklamasını noktaladılar.
link: MT okuru bir grup tekstil işçisi, Birleşen işçiler yenilmezler, 12 Mayıs 2006, https://en.marksist.net/node/843
1 Mayıs mitingi Gaziantep’te de yapıldı
İnsan Olmak İçin Devrimci Olmak!