19. yüzyıla gelindiğinde, burjuvazi kendisinden önceki egemen sınıfları alt ederek kapitalizmi dünyaya yaymaya çoktan başlamıştı. Ama bir yandan da kendi mezar kazıcısı olan proletaryayı ortaya çıkarmıştı. O günlerden bu yana da tarih, burjuvazi ile proletarya arasındaki sınıf mücadelesinin tarihi olagelmiştir. Bu savaşta proletaryanın galip gelebilmesi için, kapitalizm denilen sömürü düzeninin çözülmesi, anlaşılması ve nasıl aşılacağının ortaya konması gerekiyordu. Bu tarihi görevi gerçekleştirmek ise Marx’a nasip oldu.
Meseleye burjuva sınıfın gözünden bakanlar düzenin devamından yana tutum alarak çözümlemeler yapıyorlardı. Burjuva ideologlarının en iyi niyetlileri bile, fili tarif eden körler gibi, bütünün sadece belirli yönlerini ortaya koyuyorlardı. İşçi sınıfıysa çoktan mücadele sahnesine atılmış, gerçekleştirdiği kitlesel grevlerle, isyanlarla ve çeşitli türden mücadelelerle toplumsal devrimi gerçekleştirecek olan yegâne sınıfın kendisi olduğunu göstermeye başlamıştı. Ama ortada işçi sınıfının bilimi Marksizm olmadan, bu toplumsal hareketin kapitalizmi yıkarak aşması mümkün değildi.
Marksizmin kurucuları olan Marx ve Engels’in bu yoldaki en büyük yapıtlarının Kapital olduğu herkesin malûmudur. Her ne kadar Kapital’in yazarı Marx olsa da Engels’i de onunla birlikte anmak gerekir. Çünkü Engels olmadan Kapital bugünkü halini alamazdı. Devasa Kapital kitabının ciltlerinde burjuvazinin düzeni kapitalizmin hangi tarihsel, sosyal ve ekonomik temeller üzerine kurulduğunu görüyoruz. Ve işçi sınıfının ürettiği artı-değere el koyarak sermayesini nasıl büyüttüğü apaçık gözler önüne seriliyor. Marx, adeta burguyla delerek, kapitalizmin işleyişini katman katman incelemiş ve nihayetinde büyük resmi görmemizi sağlamıştır.
Marksizmin kurucuları olan Marx ve Engels’i, Lenin, Troçki, Rosa gibi Marksist önderler takip etmiştir. Bu geleneğin bugünkü taşıyıcılarından olan Elif Çağlı ise bin bir zahmetle ve emekle yürüttüğü çalışmalarla, ortaya koyduğu eserlerle biz devrimci işçilere yol göstermeye devam ediyor. Bu çalışmaların en önemlilerinden birisi de hiç kuşkusuz Marx’ın Kapitalini Okumak’tır. Bu yazı dizisiyle Çağlı, öyle herkesin altından kalkamayacağı bir işe girişmiş ve hakkını da vermiştir. Çağlı’nın 2019’da başladığı bu çalışma halen devam ediyor. Bu yazı dizisinin önemi, Kapital gibi öncü işçiler açısından anlaşılması zor bir eseri anlaşılır kılması, bir anlamda göktekini yere indirmesidir. Bunu sağlayan sadece dildeki sadelik ve anlaşılırlık değil, bu yazı dizisinin aynı zamanda devrimci işçiler için bir teorik-politik eğitim materyali olmak amacıyla hazırlanmış olmasıdır.
Bu nedenle bizlere düşen de fırsat ve zaman yaratıp Marx’ın Kapitalini Okumak’ı okumak ve kavramaya çalışmaktır. Bunu teorik bilgimizi arttırmak için değil, kapitalist sistemi yıkma tarihsel görevimizde zorunlu bir eğitim gibi görmeliyiz. Biliyoruz ki devrimci işçiler ancak Marksizmle yani işçi sınıfının bilimiyle donanırlarsa tarihsel görevlerini hakkıyla yerine getirebilirler.
link: İzmir’den bir Marksist Tutum okuru, İşçi Sınıfının Bilimi Marksizm Dünden Bugüne Capcanlı, 15 Kasım 2021, https://en.marksist.net/node/7505
Elektrik Zamları ve Özelleştirme: Sermayenin Keyfi Yerinde!
COP26: Kapitalizm Altında Çözüm Yok