Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız ve özlemimiz verdiğimiz bu onurlu mücadelenin sonunda sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyanın kurulmasıdır. Biliyoruz ki tüm sömürücü sınıflı toplumlar boyunca kadınlar, ayrımcılığa, baskıya, ikinci sınıf insan muamelesi görmeye maruz bırakıldılar. Bugün çürüyen ve giderek hem dünyayı hem de tüm insanlığı yok oluşa sürükleyen köhnemiş olan kapitalist düzende de kadınların payına eşitsizlik düşüyor. Ama söz konusu işçi sınıfının kadınları olduğunda bu eşitsizliğin boyutu uçurum misali giderek büyüyor.
Bugün kapitalizm altında işçi kadına tanınan tek özgürlük erkek işçilerle birlikte sömürülme özgürlüğüdür. İşte bu nedenle derdi egemen sınıfın erkekleriyle mülkiyeti ve egemenliği aynı oranda paylaşmak olan burjuva kadınlarla işçi sınıfının kadınları daha en başından çok farklı noktalardadır. Sırf kadın olduğu için patron bir kadınla işçi olan bir kadın aynı olabilir mi? Aynı sorunları yaşayıp, aynı şeyler için mücadele edebilir mi? Kuşkusuz bu sorunun yanıtı koca bir hayırdır. Bizler işçi sınıfının emekçi kadınlarıyız. Kapitalizm altında emekçi kadının payına çifte ezilmişlik ve çifte sömürü düşüyor. Ayrıca kadın emeği bir yandan da ucuz işgücü olarak görülüyor. Kriz dönemlerinde ilk kapının önüne konulan kadın işçiler oluyor, fatura ilk kadın işçilere kesiliyor. Emekçi kadınlar olarak kurtuluşumuzun tek yolu kadınıyla, erkeğiyle birlikte mücadele etmemizden geçiyor. Çünkü kadın sorunu toplumsal bir meseledir, bireysel tek tek kadınlara, kişilere indirgenemez. Biz emekçi kadınları özgürleştirecek yegâne güç işçi sınıfının mücadelesi içerisinde yer almak ve onu yükseltmektir. 8 Mart bizlere, bugünün işçilerine bu konuda rehberlik ediyor. 8 Mart’tan aldığımız güçle yarınlara yürüyoruz. Biliyoruz ki işçi sınıfının mücadelesi emekçi kadınlarla büyüyecektir.
Yaşasın 8 Mart!
link: Gebze’den bir kadın işçi , İşçi Sınıfının Mücadelesi Emekçi Kadınlarla Büyüyecek!, 8 Mart 2021, https://en.marksist.net/node/7278
Bugün Bizsiz Olamaz, Yarın da