10 Ekim katliamında yaşamını yitiren 103 emekçi başta Ankara olmak üzere pek çok kentte anıldı ve katliamın sorumluları lanetlendi.
10 Ekim 2015’te, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin “Emek, Barış ve Demokrasi” şiarıyla Ankara’da gerçekleştirdiği mitinge on binlerce işçi ve emekçi katılmıştı. O sabah Türkiye’nin dört bir yanından gelip Ankara Garı önünde toplanan emekçiler, IŞİD canilerinin bombalı saldırısına uğramıştı. Bu saldırı sonucunda 103 emekçi hayatını kaybetmiş, 500’den fazlası yaralanmıştı.
Ankara katliamı, Türkiye tarihinin işçilere, emekçilere, yoksul Kürt halkına ve sosyalistlere yönelik en kanlı katliamlarından biri olarak tarihe geçti. Bu katliama gidilen süreçte ve sonrasında yaşananlar muktedirlerin durdukları yeri ve sorumluluklarını tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Bu süreçte, Ankara katliamının üzerini bazı sanıklara ağır hapis cezaları vererek kapamaya çalışan muktedirler, yaşamını yitirenlerin ailelerine, yakınlarına dostlarına çektirmedikleri ezayı bırakmadılar. Davanın tüm sorumluları kapsayacak şekilde genişletilmesi ve hesap sorulması için yıllardır yürütülen çaba da muktedirler tarafından hiçe sayıldı.
Tüm bunlar bu yıl gerçekleştirilen anmalarda da dile getirilerek, yürütülen mücadelenin sona ermeyeceği vurgulandı. Ankara Garı önünde gerçekleştirilen anmada, katliamda yaşamını yitirenlerin ailelerinin ve emekçi dostlarının yanı sıra DİSK, KESK, TMMOB, TTB başkanları, HDP ve CHP milletvekilleri ve çeşitli siyasi kurumların temsilcileri de yer aldı. CHP milletvekillerinin adlarının duyurulmasıyla birlikte, anmaya katılan emekçilerden, CHP’nin sınır dışı operasyonlar konusundaki tezkereye evet demesinden dolayı protesto sesleri yükselmesi dikkat çekti.
Anma eyleminde kurumlar adına ortak açıklamayı TMMOB Başkanı Emin Koramaz yaptı. Koramaz, 10 Ekim davasının geçtiğimiz Ağustos ayında karara bağlandığını hatırlatarak hukuki süreci şöyle özetledi: “9 kişi hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Dosyaları ayrılan 16 firari sanık hakkındaki davanın üçüncü duruşması 21 Kasımda görülecek. Katliama ilişkin dava iddianamesi mahkemeye sunulduğu günden itibaren yürütülen soruşturmanın olayı tüm boyutlarıyla açıklığa kavuşturmaktan uzak olduğunu ifade ettik. Üç yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki mahkeme bu doğrultuda cesur bir adım atmadı ve bu eksik karar sonucunda kamuoyu vicdanında adalet tecelli etmedi.”
“Barışa, demokrasiye bomba sıkanları ve onlara yol verenleri asla unutmayacağız” diyen Koramaz, sözlerini “Yaşasın emek, barış ve demokrasi mücadelemiz” diyerek bitirdi. Anma, beş dakikalık sembolik oturma eyleminin ve alandaki temsili anıtın önüne karanfiller bırakılmasının ardından sona erdirildi.
10 Ekim “barış karanfilleri” İstanbul ve İzmir’de de anıldı. Gebze’de emek ve demokrasi güçleri tarafından yapılmak istenen anma ise valilik tarafından yasaklandı.
10 Ekim 2015’te on binlerce emekçi “barış” diyerek bir araya gelmiş, “yaşasın halkların kardeşliği” şiarıyla savaşa karşı durmuştu. Bu barış çığlığı korkunç bir katliamla susturulmaya çalışıldı ve o günden bugüne Türkiye’nin geldiği nokta bellidir. Baskılar alabildiğine artmıştır; demokrasi ve barış isteyenler ezilmeye çalışılmakta, militarist ve şovenist politikalar körüklendikçe körüklenmektedir. Bugün halklar bir kez daha haksız bir savaşla karşı karşıya bırakılmıştır. Bu koşullarda barış ve demokratik çözüm mücadelesinin yakıcı önemi kendini bir kez daha göstermektedir. Bu mücadelenin başarıya ulaşması, 10 Ekim karanfillerinin hesabının sorulacağı gün olacaktır aynı zamanda.
link: Marksist Tutum, 10 Ekim Karanfilleri Bir Kez Daha “Barış” Şiarıyla Anıldı, 10 Ekim 2019, https://en.marksist.net/node/6763
Emek Örgütleri: “Bu Toprakların İhtiyacı Adalet, Demokrasi ve Barıştır”
İklim Krizi ve Kapitalizm