Bazı aylar vardır, kimi anlamlarla bütünleşmiştir adeta. Yaşananlar, yaşattırılanlar, belleğimizde bir bir sıralanırlar. Haziran günleri, Şubat Devrimi, Ekim Devrimi… Peki ya Ocak ayı bizler için ne ifade eder? Yılın ilk ayını mı yoksa kış mevsimini mi sadece? Daima birer yıldız gibi parlayacak olanlarımız, güneşe gömdüğümüz işçi sınıfının önderlerini hatırlatır. Ocak ayı onlar ile özdeşleşmiştir. Başta Lenin, Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht, Mustafa Suphi ve yoldaşları ve daha nicelerinin acısını ve öfkesini tekrar tekrar duyduğumuz ay.
28 Kânunusani ise Türkiye işçi sınıfının devrimci mücadelesinde unutmayacağımız ve her zaman öfkemizi diri tutacak olan bir gündür. Sınıfımızın tarihinde kanlı bir sayfa olarak yer edinen 1921 Ocağında Mustafa Suphi ve 14 yoldaşı burjuvazi tarafından katledildiler. Karadeniz sularında, Trabzon açıklarında boğdurularak bizlerden kopartıldıkları o kanlı tarih. İşçi sınıfının ozanlarından Nâzım Hikmet şiirinde “28 Kânunusaniyi unutma!” diyerek bize tarihin sınıfların mücadelesi olduğunu hatırlatıyor. O günü ve yaşatılanlardan ne anlamamız gerektiğini şu dizelerle aktarıyor:
Kanunisani 28 Karadeniz Burjuvazi Biz On beş kasap çengelinde sallanan On beş kesik baş Yoldaş Bunların sen İsimlerini aklında tutma Fakat 28 Kanunisaniyi unutma!
Burjuvazi o gün sizleri aramızdan ayırdı. Unutturmaya çalıştı ve hâlâ çalışıyor. Fakat nasıl unutalım ki sizleri, hayatınızı sömürüsüz bir dünya kurmak yolunda feda etmişken? Mücadelenin neferleri olarak kavgamızda sizler hep yaşayacak, yüreğimizin en derinliklerinde olacaksınız.
link: Pendik’ten bir işçi, Nasıl Unutalım Sizleri!, 27 Şubat 2018, https://en.marksist.net/node/6232
Genetik ve Robotikteki Gelişmeler: Nereye?
Marksizm ve Gençlik