İnsan vücudunun en önemli organı beyindir. Bilim “beyin bir hayatta kalma aracıdır” diyor. Peki, beynimizi diğer organlarımızdan ayıran en önemli özellik nedir? Beyin diğer organlarımıza göre pek çok işlevi olan ve işlevini tek bir cümleyle tanımlayamadığımız bir yapı. Vücudun donanımsal yapısını koordine etmesi ile diğer organlarımızdan ayrılıyor. Ancak beyin denildiği zaman her beynin aynı gelişmişlik seviyesine sahip olmadığını da eklemek zorundayız. Kimisi beyni kullanarak mucizevî yapılar üretirken başka birisi ise yine bu mucizevî yapıları yıkmak için yok etme araçları üretmeyi düşünebilmektedir. Kapitalist toplumda bilim tüm insanlığın çıkarları için kullanılmak yerine sadece bir avuç asalağın çıkarına koşulmuştur. Yani hayatta kalma aracı olan beyinler farklı amaçlar için kullanılmaktadır.
Beyni çevreden yalıtık olarak kendi içinde düşünceler ile değişip gelişen veya gerileyen bir yapı olarak görmek doğru değildir. Doğada duyumsamalarla gelişen beyin çevre koşullarına göre kendini adapte etmeye ve insanın hayatta kalmasını sağlamak üzere değişip gelişmeye yönelik bir organizmadır. Günümüz doğal çevresi iş hayatı, koşuşturmaca, sınavlar, yoğun rekabet ortamı, savaşlar vb. birçok olguyla şekillendiriliyor. Çevrede duyumsadığı bu tehlikelere karşı gelişen beyin ise bu yoğun rekabet ortamında hayatta kalmak için değişiyor, farklı şekilde düşünmeye başlıyor.
Küçük yaştan itibaren maruz kaldığımız yalan propagandalar beynimizi ve dolayısıyla bizleri gerçeklerden uzaklaştırıyor. Burjuvazi yoğun propagandaları ile bireylerin aklını, kendi akıl dışı sisteminin, kapitalizmin destekçisi haline getiriyor. Aklın ürettiği bilim ve teknoloji de yine burjuvaların hizmetine sunuluyor. Bilimi ve teknolojiyi kendi çıkarı için kullanan burjuvazi ölüm makineleri üretmekten geri durmuyor. Bunun en bariz yansımasını savaşlarda görmemiz mümkün.
Savaşlar; yıkım, ölüm ve acı getirir. Birinci Dünya Savaşında tespit edilen toplam ölü sayısı 8.538.315, toplam kayıp asker sayısı 7.750.919, sakatlanan ve yaralanan asker sayısı ise 2.214.452 olarak veriliyor. Birinci Dünya Savaşının yarattığı tahribat ortadadır. Ancak İkinci Dünya Savaşındaki yıkım çok daha büyük olmuştur. Ölen insan sayısı toplamda 70 milyondur. İkinci Dünya Savaşında burjuvaların hizmetinde olan tanklar insanlara büyük yıkımlardan başka bir şey vermezken, burjuvalara yeni topraklar ve kârlar getirmiştir. Burjuvalar bilimi yıkmak için kullanmaktan hiç çekinmemişlerdir. Çünkü onlar için önemli olan tek şey kâr etmektir. Kapitalizmin boyunduruğundaki bilim ve teknoloji ne yazık ki insanlığa yıkım, ölüm ve gözyaşı olarak geri dönmüştür.
En teknolojik silahlar üretilmeye ve satılmaya devam ediyor. Elbette kullanılmaya da. Açlık ve yoksulluk iyice ağırlaşmışken, dünyada her gün binlerce çocuk açlıktan ölürken, bilim çocukları kurtarmak yerine onları öldüren makineleri yapmak için kullanılıyor. İnsanlığa hizmet etmesi gereken bilim, bugün kapitalizmin zincirleri ile bağlıdır. Kapitalistler yatırımlarını çocukları kurtarmaya değil onları öldüren silah sanayiine yapıyorlar. Bilim onların elinde zenginlik yerine ölüm üretiyor. Kapitalistler geçmişte krizlerle karşı karşıya kaldıklarında savaşa başvurmaktan hiç çekinmediler. Bugün de değişen bir şey yoktur. Ortadoğu’da yürüyen emperyalist savaş bunun en büyük kanıtıdır.
Bizler kapitalizmin artık miadını doldurduğunun farkına varmalıyız. Bugün insanlık için yoksulluk ve savaştan başka bir şey üretemeyen kapitalist sistemin geleceği karanlıklarla bezelidir. Kapitalist sistemde vidadan silaha, hastaneden okula kadar her şeyi ama her şeyi üreten işçi sınıfı olarak bizler, eğer bilinçlenip insanlığın geleceği için dünyayı değiştirmezsek, bizleri bekleyen son ortadadır. Her şey bugün bizlerin ellerinde, fakat geç olmadan harekete geçmeli, sınıfımızın saflarında örgütlenerek kapitalizmi alaşağı etmek için güçlenmeliyiz. Ya onlar tüm hayatımızı cehennem ateşi ile yakacak, ya da biz herkes için cennet yapacağız yeryüzünü, başka türlüsü mümkün mü?
link: Mersin Üniversitesinden bir öğrenci, Bilim Çocukları Yaşatmak İçin Olmalı, 12 Şubat 2018, https://en.marksist.net/node/6216
İclal Nergiz’in Sürgününe Son!
HDP Kongresi On Binlerin Katılımıyla Gerçekleştirildi