“sen sen ol korkma karanlıktan
dik ışık çekirdeklerini
çünkü en berrak sular bile
en yağlı çamurlarla gelir”
“bil ki dünyayı sarsan sıçramalar
birikmiş şuurlarla gelir”
Atilla İlhan’ın da şiirinde anlattığı gibi, karşıtıyla yüklüdür her şey. Tartışılmaz zannedilen mükemmellikler, içinde saklar kusurları… Berrak sular bile yağlı çamurlardan kopup gelir. Yanlışlar ve doğrular, gerçekler ve yalanlar var eder birbirini. Ve elbet aydınlık da karanlığın içinden doğup çıkagelecektir, korkmayıp ışık çekirdeklerini ekenler var olduğu sürece!
İçinden geçtiğimiz süreci sadece bugünden bakarak değerlendiremeyiz. Eğer böyle bir yanlışı yaparsak hiçbir zaman aydınlığa çıkılacağına ihtimal verilmeyen kör bir karanlık görürüz. Evet, gerçekten de bugün dünyada kapitalizmin karanlığı hüküm sürüyor. Göz bebeklerimizi kanatan bir karanlık! Savaşlarda yerle bir olan kentler, göç yollarında kıyıya vuran çocuk bedenleri, açlık, sefalet, şiddet, baskı, nefret, karamsarlık, umutsuz kitleler, alabildiğine çürümüşlük… Ancak içinden geçtiğimiz bu karanlık süreç dünyada ilk kez yaşanmıyor. Tarih boyunca nice bitmez zannedilen karanlık süreçler olmuş ve hepsi de sonlanmıştır. Tıpkı Rusya’da 1917’de olduğu gibi…
Büyük baskılara rağmen başta Lenin olmak üzere Bolşeviklerin uzun yıllar boyunca yürüttüğü sabırlı çalışmalar, nihayet meyvesini vermişti. Rus işçi sınıfı 1917’de yani tam 100 yıl önce, Bolşeviklerin önderliğinde bir devrim gerçekleştirerek iktidarı ele geçirdi. Hem de savaşın, yoksulluğun, ölümün hüküm sürdüğü Çarlık Rusya’sında! Halklar hapishanesi olarak anılan Çarlık Rusya’sında! 100 yıl önce yakılan bu ateş sadece o günleri aydınlığa çıkarmakla kalmadı, bugün bizlere ışık tutmaya devam ediyor. Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin sabırla ve inatla sürdürdükleri mücadele, zor dönemlerde aldıkları tutumlar bu gün bizlerin nasıl mücadele edeceği konusunda yol gösterici olmaya devam ediyor.
Bizler, tarih bilinci edinmeye çalışan gençleriz, Marksist Tutum okurlarıyız! İnanıyoruz ki karanlık aydınlığa dönecektir. Ancak günü kendiliğindenliğe terk etmek yok! Yüreğimizde ve bilincimizde kuşku ve korkuya yer yok! Koşulları ve ona uygun görevleri kavrayıp yerine getirirsek ışık çekirdeklerini ekebiliriz. Şairin dediği gibi, dünyayı sarsan büyük sıçramalar birikmiş şuurlarla gelir. Bizler de şanlı Ekim Devriminin tüm derslerini bilincimize nakşedip sınıfımızın içerisinde sabırla ve inatla mücadele etmeye devam edeceğiz. Geçmişin deneyimlerini pusula edinip, yüzyıllardır hayal edilen ve uğruna mücadele edilen o yaşanılası dünyayı var etmek için canla başla çalışacağız. Selam olsun bir asırlık ezgiye, selam olsun şanlı Ekim Devrimine! Ve yeni Ekimlere…
link: İstanbul’dan MT okuru öğrenciler, Selam Olsun Yolumuza Işık Tutanlara!, 27 Kasım 2017, https://en.marksist.net/node/6076
Güney Kore’de Askeri Diktatörlüklere Karşı Mücadelenin Otuz Yılı /2
Aşırı Çalışma ve Borç Batağındaki İşçi Sınıfı