OHAL’in ilanıyla birlikte Türkiye’de tutuklu ve hükümlü sayısı katlamalı bir şekilde artarak 224 bini aştı. Mahpusların kaldığı koğuşlarda bir yatakta iki kişinin yatmaya zorlandığı, yatak bulamayanların yere bir şeyler serip üzerinde yattığı, yemekhanelere, spor salonlarına yataklar serildiği bilinen gerçekler. 20 kişinin kalması gereken koğuşlarda 80 kişi kalmaya zorlanıyor. Devlet, tutuklulara sağladığı bunca “konfor”u az buluyor olmalı ki, bir de mahkûmların “meslek edinmeleri” için başka “proje”lerini devreye sokuyor!
Adalet Bakanlığına bağlı Hapishane İşyurtları Kurumu Daire Başkanlığı, mahkûmları tarım, deniz ve su ürünleri avcılığı, inşaat, yol, maden ve orman gibi alanlarda çalıştırabiliyor. “İşyurtları Kurumu ile işyurtlarının temel amacı, hükümlü ve tutukluların meslek ve sanatlarının korunup geliştirilmesi veya bir meslek ve sanat öğrenmelerini sağlamaktır” diye yazıyor Bakanlığın İşyurtları Kurumu Daire Başkanlığı Yönetmeliğinde. Bakanlık “kültürel çalışmalara” azami önem veriyormuş! Tutukluları “bilinçlendiriyor”, “sanatsal” yönlerine ağırlık vermelerini sağlıyormuş! “Meslek ve sanat öğrenmeleri” için günde ortalama 10 saat çalıştırdığı mahkûmlara, üzerine bir de para veriyormuş! Türkiye hapishanelerinde 50 bin mahkûm, günlük 6-13 lira ücretle çalışabiliyormuş!
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna göre hükümlüler, sağlık problemleri yoksa ve meslek sahibi değillerse çalışmak zorundalar. Birçok sektörde mahkûmlar düşük ücretlerle ve uzun saatler çalıştırılıyorlar. Müthiş bir sömürünün olduğu cezaevleri konsept değiştirerek fabrikalara dönüştürülmüş durumda. İşçilerin çalıştığı fabrikalarda ürettikleri artı-değere el koyan patron nasıl ki başka bir fabrika kuruyor ise, devlet de buralardan elde ettiği sermayeyle üretimin içeride yapılabileceği yeni hapishaneler, daha büyük “adliye sarayları” kuruyor. Başkanlığın 2016 faaliyet raporuna göre 258 farklı işkolunda, 50 binin üzerinde mahkûm çalıştırılıyor. İşlerin “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” kapsamına girmeden yapılabilmesi dolayısıyla, mahkûmları diledikleri gibi çalıştırabilme serbestliğine sahipler.
Son on yılda, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün 2016 faaliyet raporlarındaki verilere göre tutuklular çok “iyi” çalıştırılıyor. Öyle ki, 38’i 2016’da olmak üzere 10 yılda 139 cezaevi inşa edildi. İnşa çalışmaları hızla devam ediyor. Hızla “büyüyen Türkiye”nin manzarası bu işte!
link: Tuzla’dan bir işçi, Adalet Bakanlığı Hizmette Sınır Tanımıyor!, 16 Eylül 2017, https://en.marksist.net/node/5883
Nuriye ve Semih’e Savunma Gaspı, Tahliye Reddi
Arakan Sorunu ve Egemenlerin İkiyüzlülüğü