Devlet eliyle topluma yayılan Kürt düşmanlığı hayatın her alanında kendini göstermektedir. Sıradan bir spor karşılaşması bile milliyetçi hezeyanları açığa çıkarabiliyor. Denizli’de gerçekleşen Okul Sporları Yıldızlar Halk Oyunları Türkiye Şampiyonasında yaşananlar hükümetin ırkçı, faşizan nefret söylemlerinin toplumu ne hale getirdiğini acı bir şekilde gösteriyor.
Denizli’de düzenlenen şampiyonada yurt genelinde finale kalmayı başaran 22 ilden 28 takım sahne alıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü ile Milli Eğitim Bakanlığının ortaklaşa düzenlediği şampiyonaya Diyarbakır’dan bir ortaokul katılmaya hak kazanıyor. Bu okulun öğrencileri, Türkiye birincisi seçiliyor. Puanlama esnasında birinciliğin açıklandığı andan itibaren spor salonuna gelen seyirciler, yaşları 12 ilâ 14 arasında değişen öğrencilere küfür etmeye ve çocukları yuhalamaya başlıyorlar. Sahaya inmeye çalışan bazı seyircilerden dolayı okul müdürü, öğrencilerini soyunma odasına götürmek zorunda kalıyor. Okul müdürünün sağduyusu sayesinde linç edilmekten kurtulan öğrenciler apar topar Diyarbakır’a dönmek zorunda kalıyorlar.
Hani Edirne’den Diyarbakır’a bir millettik! Nasıl oluyor da bu çocuklar hem de bakanlığın düzenlediği bir yarışmada böyle bir muameleye uğrayabiliyorlar?
Ödünç alınan kostümlerle, zar zor denkleştirilen yol paralarıyla küçücük hayatlarında yarışmada birinci olarak bir umut yarattılar. Ama bu muameleyi reva görenler bu çocukların bu kadar bile umut etmesine tahammül edemediler. İnsanların gözlerini bu denli körleştiren nedir? Gencecik çocuklara bu yaklaşımı reva görenler hangi zihniyetin ürünü olabilir? Bu ırkçı yaklaşım da gösteriyor ki kışkırtılan milliyetçilik toplumu derinden etkiliyor. Kürt illeri yakılıp yıkılıyor. Şehirler OHAL ile kocaman bir cezaevini andırıyor. Kürt halkının temsilcileri sindirilmek üzere cezalandırılıyor. Ancak Erdoğan’a bu bile yeterli gelmiyor. Kürt halkının haklarını savunan sanatçısından futbolcusuna, akademisyeninden gazetecisine hatta kendi kültürünü tanıtmak isteyen bu gençlere varıncaya dek herkesin haddi bildirilmeli, gerekirse yok edilmeli!
Kürt halkına karşı yürütülen savaşı meşrulaştırmak üzere egemenler yıllardır milliyetçiliği kışkırtıyorlar. Ancak geçmişten farklı olarak bugün Kürt halkına karşı kışkırtılan şovenizmin ayrı bir anlamı var. Bugün şovenizm faşist tırmanışın kaldıracı olarak kullanılıyor. Örgütsüz kitlelerde bölünme korkusu diri tutularak bir iç düşman algısı yaratılıyor. Bu yolla kitleler istenen politikanın arkasına yedeklenebiliyor. “Güçlü devlet”, “büyük Türkiye” söylemi ile faşizm meşrulaştırılmaya çalışılıyor.
Tarih Führerlerin, Duçelerin sonunu yazdığı gibi bugün onların “yerli ve milli” olanlarının da sonunu yazacaktır. Sınıf bilinçli işçiler olarak milliyetçiliğe, emperyalist savaşlara ve faşizme son verecek olan mücadeleyi büyütmeliyiz.
link: Pendik’ten bir kadın işçi, Şovenizmin Vardığı Nokta: Artık Çocuklar Yuhalanıyor!, 15 Nisan 2017, https://en.marksist.net/node/5588
AKP’nin “Cem” Oyunu
Burjuvazi İçin Paralel Hazine: Varlık Fonu