Zalim kendi karanlık yüreğinde taşıdığı o bitmez tükenmez korkusundan dolayı yaratır zulümü. Zulüm korkuyu korku zulümü azdırır. Gözünü kar hırsı bürümüş, elleri kan içindedir. Vahşetini takar koluna gelir kapıya. Aydınlık bilinçlerin yarattığı cesaret karşılar onu. Tarihin uzun koşusunda düşmenin ve kalkmanın o billur şarkısında bir senfoniye dönüşür. Büyüyerek birikerek gelir dikilir zulmün karşısına.
Zalimi biz yarattık yüzyıllardır. Bizim emeğimizdir onu var eden. Yoldaşlar silahları üretiyoruz kendimize doğrultuyoruz. Emperyalistlerin kan gölüne çevirdiği ırak sokaklarına ve dünyanın başka bölgelerindeki kanlı savaşlara bakın. Onların çıkarları uğruna ürettiğimiz silahları nasıl da kendi sınıf kardeşlerimizi yok etmek için kullanıyorlar, kullandırtıyorlar bize. Oysa onlar nasılda sinsice sırıtıyorlar ve ellerini ovuşturuyorlar. Onlar tv kanallarında kıçını açanların örttüğü katil yüzlerdir. Aydın bilinçlerin yarattığı cesaret artık zalimin zulmüne dur demeli. Yoksa zalimin vahşeti kar uğruna bizim yarattığımız silahlarla dünyayı kana boğmaya devam edecek.
link: bir MT okuru, Artık Zalimin Zulmüne Dur Demeli, 16 Nisan 2005, https://en.marksist.net/node/555
Küresel Isınma ve Burjuva İkiyüzlülüğü: Kyoto Protokolü
1 Mayıs’a Doğru