Kapitalizm çürüyor ve çürüdükçe de insanlığı yok oluşa doğru sürüklüyor. İnsanı insan yapan değerler, örgütlü olma bilinci silinirken, yerine bencillik ve bireycilik ulvi değerler olarak kutsanıyor. Uzayan çalışma süreleri, hızlanan iş temposu, sosyal hakların gaspıyla işçi sınıfını baskı altına alan burjuvazi, diğer taraftan da onu bu baskıya boyun eğen bir köle haline getirmek istiyor. İşçi sınıfını vurdumduymaz, çevresine ve kendisine karşı kayıtsız, duyarsız hale getirmek isteyen burjuvazi sürekli bunu sağlayacak bir ideolojiyi pompalıyor. İşçi ve emekçilere çareyi mücadelede değil şans oyunlarında aratarak kapitalist sistemi emniyet altına alıyor. Onları, zengin olma, sınıf atlama ve sorunlarından bir çırpıda kurtulma gibi bireyci bir hayalin içine sürüklüyor. Zengin olma hayalleri empoze eden burjuva ideolojisi, radyodan, televizyondan, duvardaki afişten, marketteki küçük bir paketten, kısacası her yerden fırlayıveriyor. “Neden olmasın? Bir gün siz de zengin olabilirsiniz!”
İşçi sınıfının örgütlü gücünden korkan, onu bir araya getirecek her türlü çabayı engellemeye çalışan burjuvazi, işçi sınıfını böylesi yalan bir dünyanın içine hapsederek sisteminin bekasını da sağlamış olur. Bahis, kumar, toto, loto ve milli piyango gibi şans oyunları, yakasına yapıştığı işçileri bir daha kolayına terk etmez. Onu teslim alır ve kendisine köle yapar, iradesizleştirir. Hayatın yükünü taşımaktan, zor yollardan ve örgütlü mücadeleden kaçan, kolay yoldan zengin olma hayali kuran bir insan haline getirir.
Şans oyunları ve bahislerin birçoğu bizzat devlet eliyle oynatılıyor, teşvik ediliyor. Bu oyunların birçoğu da kumar kapsamına girmiyor. Bu sektör, devlet bütçelerine yılda toplam 70 milyar dolar katkı sağlıyor. Bu sektörün tahmini cirosu ise 1 trilyon dolar düzeyinde. Bahis ve kumarın sadece resmi değil bir de yasadışı olarak da oynandığını düşündüğümüzde bu rakam kat kat artıyor.
Özellikle de Avrupa ülkeleri, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle kumar ve şans oyunları üzerindeki yasakları kaldırıyor ve serbest hale getiriyorlar. Bahis oynayanların çoğunluğu 18-34 yaş grubundakilerden oluşuyor. Almanya’da bahis üzerinden dönen para miktarı yaklaşık 1 milyar avro. İngiltere’de de durum aynı. Burjuvazi, şans oyunlarının önündeki engelleri kaldırarak hem gençlerin öfkelerini yatıştırmalarını sağlıyor, hem de bu sektöre yatırılan milyarlarla ciddi bir sermaye elde etmiş oluyor. Örneğin Amerika’daki Mega Milyonerleri lotosunda 2012 yılsonu itibariyle ikramiye 500 milyon dolara çıktı. Bir yılda sadece futbol bahisleri için yasadışı yollardan 380 milyar dolar para dolaştı. Her türlü yasa ve yönetmeliklerin dışında kalan ve Kıyı Bankacılığı (Offshore) olarak tanımlanan bankalarda açılan hesaplar aracılığıyla bu paralar el değiştiriyor. Bahis ve kumar aynı zamanda kirli paranın da aklandığı bir alan olarak kullanılıyor.
Türkiye’de ise şans oyunları ve bahisler, resmi olarak Milli Piyango İdaresi, Spor Toto Teşkilatı ve Türkiye Jokey Kulübü (TJK) tarafından düzenleniyor. 2011 yılında bayilerden, internet ve cep telefonları üzerinden oynanan şans oyunlarına yatırılan paranın 9,5 milyar lirayı aştığı biliniyor. Şans oyunları, hâsılatı her yıl katlanarak artan bacasız bir sanayi gibi işliyor. Yalnızca Milli Piyango İdaresi’ne şans oyunları için yatırılan para 2012 yılının ilk dokuz ayında 1 milyar 130 milyon 279 bin lira olarak açıklandı. Milli Piyango, İddaa, Süper Loto, Ganyan, Şans Topu, Kazı Kazan gibi oyunların birçoğu internet üzerinden de 7 gün 24 saat oynanabiliyor. Türkiye kumar ve şans oyunlarındaki kapasitesiyle dünyada üst sıralarda yer alıyor. Aynı zamanda yasadışı yollarla oynanan bahis miktarının ise bir milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.
“Ölüm ruleti kumarı”
Çığırından çıkan bir sektör haline gelen şans oyunlarında her konu üzerine kumar oynanabilir, bahse girilebilir. İnternet üzerinde binlerce bahis sitesi var ve bu sitelere ulaşmak çok kolay. Cep telefonlarından da internete erişebilme imkânı nedeniyle 7 gün 24 saat bahis oynanabiliyor. Meselâ bir futbolcunun hangi takıma transfer olacağı bahis konusu olabiliyor. Bahis şirketi, bu konu üzerinden bahisleri açıyor ve futbolcunun karar vermesinden birkaç saat önce bahisleri kapatıyor. Arada oynanan bahis miktarı milyarlarca liraya varıyor.
Örneğin hava tahminleri de bahis konusu olabiliyor. Üniversiteli gençlerin kendi aralarında başlattıkları “ben daha iyi biliyorum” rekabeti bahis oyununa dönüşüyor. Bu bahis oyununa günde yaklaşık 1600 kişi katılıyor ve yarım milyon lirayı geçen bir para akıtılıyor. Bir de çekişmeli olan bahislerde tansiyon daha da yükseliyor.
Tayvan’da yaşanan bir örnek ise insanlığın nasıl da raydan çıktığının çarpıcı bir göstergesi. Tayvan’da ölümcül hastaların ne zaman öleceğine dair bahis oyunları oynanıyor ve milyonlarca dolar el değiştiriyor. “Ölüm ruleti kumarı” adıyla bahis zinciri haline gelen bu oyuna, bahis şirketleri, bahis oynayanlar, doktor, hemşire ve hasta bakıcıların yanı sıra kimi zaman hasta yakınları da katılıyor. 30 milyon dolara varan paralar dönüyor. Bahis oynamak isteyen kişiler bahisçilerden birine giderek en az 60 dolar yatırıyor. Daha sonra bahis şirketi üyeleri hastanelere giderek, üzerine bahis oynanabilecek ölümcül hastalar buluyor ve ailelerinden izin alıyor. Bahis kurallarına göre, hasta bir ay içinde ölürse bahsi şirket kazanıyor. Hastanın bir ay ile altı ay arasında ölmesi halindeyse bahsi para yatıran kişi kazanıyor. Nasıl olsa ölecek gözüyle bakılan hastalar üzerinden son bir kez para kazanmayı uman hasta yakınları da bu insan ruletine katılıyor. Bunun ortaya çıkması üzerine bahis firmalarından birisinin yöneticisi çıkıp cenaze masraflarını karşılayamayacak ailelere bu konuda yardım ettiklerini söyleyerek yaptıkları işi insaniyet kılıfına büründürmeye bile kalkışabildi.
Bahis ve şans oyunları bağımlılık yaratıyor. Kolay yoldan para kazanma ve zengin olma fikri her yerde karşımıza çıkıyor. İddaa reklâmları billboardlardan inmiyor. Gazetelerin büyük bir kısmı da okuyucularına şans oyunlarına ilişkin ek gazete veriyor. Belli başlı olanları ise Fanatik, Fotomaç, Akşam ve Takvim gibi gazeteler. Hemen hemen her sokakta şans oyunları için bir bayi bulmak mümkün. Bilet satılan, İddaa ya da bahis kuponu yatırılan bayilerin önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Dev ekran televizyonu olan bayilerin önünde toplanan kalabalığın sayısı daha da artıyor.
1 lirayla başlayan oyunlar, milyon dolarları bulan bir ağa dönüşüyor. Kazandıkça daha fazlasını kazanma hırsı ya da kaybettikçe bir kere daha şansını deneme isteği gibi nedenlerle şans oyunları bağımlılık halini alıyor. Sonunda şans oyunları güçsüz durumda olan insanları çaresizleştiriyor, bağımlı hale getiriyor. Alkol, madde ve kumar bağımlılığı gibi internet de bir bağımlılık hastalığı haline geldi ve tedavi gerektiriyor. Saatlerce ekran başından kalkmayan gençler, kumar dehlizinde boğuluyor, kimileri intihar ediyor. Dünya üzerinde 32 milyon bahis ve kumar sitesi var. Türkiye’de internet üzerinden kumar oynayanların sayısı 1,5 milyon civarında. 2010 yılında İngiltere’de 350 bin kişinin kumar ve şans oyunlarından dolayı ciddi sağlık sorunları yaşadığı tahmin ediliyor. Yoksulluk, istediğini alamama ya da işçi olmaktan utanma gibi nedenlerle henüz genç yaşta oyunlara başlanıyor.12 yaşındaki çocuklar bile ailelerinin kimlik numaralarını alarak bahis sitelerine girip kumar oynuyorlar. Şans oyunları ve hayallerini gerçekleştirme özlemi insanların cebini boşaltırken, ya çıkarsa umudu hiç tükenmeyen bir hastalık haline geliyor. Sınıf atlama hayalleri ise kapitalizm duvarına tosluyor.
Şans oyunları oynayanlar ve bu batağa saplananlar, bu düzenin değişeceğine inanmıyorlar ama milyarda bir ihtimalle olabilecek şansın kendilerini bulabileceğine inanıyorlar. Aslında işçilerin, yoksulların yüzüne şans değil, bu oyunlar üzerinden kâr edenler gülüyor. Kapitalizm öylesine bir yanılsama yaratıyor ki, insanlar yalanın sarhoşluğundan ayılamıyor. İnsanlığın kendisini kurtuluşa taşıması, kendi elleri ve iradesindedir.
link: Dicle Yeşil, Hayatı Şansa Bırakma!, 26 Şubat 2013, https://en.marksist.net/node/3198
Kapitalizm İşçinin Güvenliğine de Sağlığına da Zararlıdır
KESK’li Emekçilerin Tutuklanması Batman’da Protesto Edildi