HDK İstanbul Gençlik Meclisi üyeleri, 12 Mayıs 2010’da Muğla’da polis tarafından başından vurularak katledilen Şerzan Kurt’un katili polis Gültekin Şahin’in tahliye edilmesini bir eylemle protesto etti. Eyleme HDK milletvekilleri Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü ve Levent Tüzel de destek verdiler.
HDK İstanbul Gençlik Meclisi üyeleri Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelerek “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Şerzan Yoldaş Ölümsüzdür”, “Şehid Namırın”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği!” sloganlarını atarak devletin mahkemelerini protesto ettiler ve burada bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.
Eskişehir’de 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 17. duruşmasında tahliye edilen katil polis Gültekin Şahin, önce müebbet; sonra sırasıyla 20 yıl, 10 yıl ve 8 yıl hapse mahkûm edildi; en son 7 Eylülde cezaevinden çıkarıldı. Savcının “olası kasıttan adam öldürme suçu” şeklindeki kararı, Şerzan’ı kasten öldüren polis Gültekin Şahin’i tahliye ettirdi.
“Şerzan Kurt Dıjı Şehid Namırın” pankartının açıldığı eylemde, basın açıklamasını İstanbul Gençlik Meclisi üyesi Dilek Yağlı yaptı. Devletin, Şerzan Kurt’u kasten öldüren polis Şahin’i, deliller ve tanıklar tarafından ispatlanmış olmasına rağmen aklayarak diğer dokunulmazlar gibi koruduğunu söyleyen Yağlı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Devletin ve AKP iktidarının sözde adaletini görün diye buradayız bugün. Aydın Erdem’in, Ceylan Önkol’un, Roboski’de katledilen Kürt çocuklarının ve gençlerinin hesabını sormak için buradayız. Soruyoruz: Daha kaç çocuğu ve genci katledeceksiniz? Soruyoruz: Daha kaç Kürdü ölümle, şiddetle ve zorbalıkla yargılayacaksınız? Zulme, baskıya, sömürüye, yok sayılmaya, adaletsizliğe karşı buradayız bugün de.” Yağlı, “Şerzan Kurt’un sesiyle sesleniyoruz sizlere” diyerek konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Daha kaç genç ölsün istiyorsunuz bu savaşı bitirmek için? Unutmayın, katiller ve sorumlular bugün olmasa bile yarın mutlaka yargılanacak, hesap verecek. Kürt halkına, ezilenlere ve biz gençlere yönelik her türlü baskıya karşı direnmeye devam edeceğiz. Katillerden hesap sorulana ve sorumlular yargılanana kadar yılmayacağız. Her milletten bir arada yaşamı ve barışı savunan gençler olarak bu davanın takipçisi olacağız.”
Yağlı’nın ardından Barış Annelerinden bir Kürt kadını söz alarak devletin adaletsizliğini Kürtçe konuşarak eleştirdi. HDK milletvekili Sebahat Tuncel de şu sözlerle seslendi: “Ben oradaydım ve bana ilk anlatılanlar şöyleydi: ‘Sayın vekilim bu siyasi bir mesele değil kız meselesi.’ Ama böyle olmadığını, politik olduğunu, kasıtlı yapıldığını çok iyi biliyoruz. Mahkemece kanıtlanmıştır. Buna rağmen polis serbest bırakılmıştır. Suç işleyenin dokunulmazlıkları var. Kürt vekillerine yok ama devlet adına suç işleyenlerin dokunulmazlıkları var. Siyaseten, fiziken imha var. Devlet ‘ben sizin çocuğunuzu öldürebilirim, hesap vermem’ diyor! Ama Türk gençleri de, demokrasiden yana Türkiye halkları da hesabını soracaklar bunların. Hayır demeyen, itiraz etmeyen; katledenlerin yanında yer almış olur. Gençleri bu tavırları için kutluyorum. Bir daha gençlerimiz ölmesin diye bu tavrımız devam etmelidir.” Tuncel’in konuşmasının ardından basın açıklaması son buldu.
Egemenler yıllardır Kürt halkına zulüm, inkâr ve imha politikası uyguluyorlar. Kürtleri yok sayıp, Kürt halkının demokratik taleplerini dillendirenlere saldırıyor, eli kanlı katilleri aracılığıyla katlediyorlar. Yetmedi mahkemelerinde katillerini aklayarak serbest bırakıyorlar. Kürt halkının özgürlük mücadelesine tahammülü olmayanlar şoven saldırılarını arttırıyorlar.
Kürtlere özgürlük! Kürt halkının demokratik talepleri karşılansın!
link: Marksist Tutum, HDK’dan Şerzan Kurt Davasındaki Adaletsizliğe Karşı Eylem, 17 Eylül 2012, https://en.marksist.net/node/3079
12 Eylül’ün Yıldönümünde Bitmemiş Bir Görev
Sağlıkta Dönüşüm Devam Ediyor