Türk burjuvazisi kana doymuyor. Bugüne dek onlarca katliamın altına imza atan burjuva devlet, katliamcı yöntemlerinden hiç vazgeçmiyor. En ufak bir hak arama mücadelesine bile tahammül edemeyen burjuva devlet, Kürt kardeşlerimizin ve devrimcilerin üzerinde baskı politikalarına devam ediyor. Gerçekleştirdiği katliamları toplumun gözünde haklı kılmak için yüzlerce yalan üretmekten de geri durmuyor. 28 Aralıkta 34 Kürt gencini hunharca katleden devlet, medya gücünü de yanına alarak kendisini aklamaya çalışıyor. Gazeteler ve televizyonlar, katledilen çocukların yanlış zamanda yanlış yerden geçtikleri veya TSK’ye “Amerika tarafından” yanlış istihbarat verildiği yalanlarını pompalama gayreti içine girmiştir. Eli kanlı TC devleti geçmişte yaptığı tüm katliamlarda olduğu gibi bu vahşeti de “operasyon kazası” olarak tanımlayacak kadar utanmaz bir tavır takınmaktan geri durmamıştır.
Evet, bizler biliyoruz ki, Kürt ulusal hareketini şiddet yoluyla sindirme politikasına sarılan AKP hükümeti, Kürt kardeşlerimizin haklı taleplerine kulaklarını tıkamıştır. Uludere/Roboski katliamı da bu sindirme yöntemlerinin bir parçasıdır. Son zamanlarda binlerce Kürdü cezaevlerine dolduran, ancak bununla da yetinmeyerek askeri operasyonlara sarılan AKP’nin barış konusunda toplumu kandırmaya çalıştığı açıktır. Aralarında 12 yaşında çocuklarında bulunduğu 34 Kürt köylüyü acımasızca bombalayan bir zihniyet ne kadar barıştan söz edebilir? AKP hükümetinin sözcüleri ise, konuyla ilgili olarak yüzsüzlükten öteye gitmeyen açıklamalarda bulunuyorlar. İşlerine gelmeyen olayları hemen örtbas etmeye çalışıyorlar, sıradan bir olaymış gibi davranıyorlar.
Yıllardır insanlara Kürtleri birer cani, katil ve bölücü olarak anlatan devlet, kendi cani ve bölücü yüzünü bir kez daha göstermiştir. Bir tarafta Kürt çocuklarının parçalanmış cenazeleri, diğer tarafta tanklarıyla toplarıyla eli kanlı burjuva devlet! Cani olan kim?
link: Kıraç’tan bir deri işçisi, Burjuva Devlet Kana Doymuyor!, 15 Ocak 2012, https://en.marksist.net/node/2889
Ahmedinecad’ın Venezuela’ya Dördüncü Gezisi Üzerine
Devrimci Ado’nun Ölümsüzler Katında Yargılanması