Kadınlar Barış İçin Ankara’da Buluştu

Kürt coğrafyasına yönelik kara harekâtının hazırlığının yapılmasının gündemde olduğu bir dönemde kadınlar barış taleplerini bir kez daha dillendirdiler. Daha önce sınırda kalkan olan kadınlar bu sefer de Ankara’da bir araya gelerek ölümlerin durmasını ve barış istediklerini haykırdılar.

IMG_0041.JPG

Bu maksatla Diyarbakır, Mersin, İzmir ve İstanbul’dan yola çıkan kadınlar 17 Eylül Cumartesi günü sabah erken saatlerde Ankara’ya ulaştılar. Saat 10.00’da Toros Sokak'tan yürümeye başlayan ve çoğunlukla Kürt kadınlardan oluşan kitle, “Operasyonlar Durdurulsun”, “Kadınlar Savaş İstemiyor Yaşasın Barış” yazılı döviz ve pankartlarıyla ve operasyonlar sırasında katledilen kardeşlerinin resimlerini taşıyarak Abdi İpekçi Parkına kadar yürüdü.

Sloganlar Kürtçe ve Türkçe atıldı, din dil ayırt etmeksizin barış içinde kardeşçe yaşanacağını haykırdı kadınlar. Mitinge BDP’li kadın milletvekillerinden Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Nursel Doğan ve Pervin Buldan’ın yanı sıra pek çok emek örgütünün kadın temsilcileri de destek verdi. Yapılan selamlamaların ardından barış mücadelesinde verilen kayıplar için saygı duruşunda bulunuldu. Ardından ise konuşmalar yapıldı. Mitingin açılış konuşmasını tertip komitesi adına İHD Ankara Şube Başkanı Gökçe Otlu yaptı ve “Soframızdan ekmeğimizi çalan, bizleri işimizden, yerimizden, yurdumuzdan köyümüzden, evimizden, çocuklarımızdan eden savaş bitene kadar kadınlar olarak yürüyeceğiz” dedi. 

IMG_0046.JPG

Otlu’nun ardından söz alan BDP Eş Genel Başkanı ve Siirt Milletvekili Gültan Kışanak konuşmasında kadınların barışta, çözümde, demokratik direnişte ısrar edeceklerini belirterek tüm kadınları ölümleri durdurmaya, barışı inşa etmeye davet etti. Barışın olduğu bir ülkede herkesin rahatça yaşayabileceğini söyleyen Kışanak, bu istekleri gerçekleşene kadar mücadele edeceklerini söyledi. Yaşanan saldırılar sonucunda ölenlerin sadece istatistiksel sonuçlar olarak verilmesinin acı olduğunu vurgulayan Kışanak, “onların hepsinin hayalleri vardı, aileleri, sevgilileri, yaşama hakları vardı. Şemdinli'de Osman Ertaş katledildi. Yaşam umutları vardı. Maraş'ta polis Yavuz Baysal öldürüldü, Onun da hayalleri vardı. Zozan Doğan kadın gerillaydı, onun da umutları vardı. Yıldırım Ayhan canlı kalkan oldu, yollara düştü ve gaz bombasıyla katledildi, onun da hayalleri vardı, eşi, çocukları vardı” diyerek yaşanan acıları ve kayıpları dile getirdi. Kışanak ayrıca Kürt sorununu çözmenin yolunun müzakere ve diyalogdan geçtiğini söyledi ve ekledi: “Sayın Öcalan bir yol haritası sundu, protokol hazırladı, barış konseyi kurulsun, hakikatleri araştırma komisyonu kurulsun dedi. Tüm bunlara tecrit ile yanıt verdiler. Tecridi ve savaş politikalarını kabul etmiyoruz. Sayın Öcalan'la açık bir müzakere başlatılarak, Türkiye kamuoyuna açıklanmasını istiyoruz. Bu savaşı durdurmak mümkün. Bu savaşı durdurmanın anahtarı Başbakanda ve mecliste.”

Gültan Kışanak’tan sonra bir Barış Annesi de söz alarak operasyonların durdurulmasını ve barışın sağlanmasını istediklerini söyledi. Mitinge destek veren kurumların temsilcileri de Kürt sorununun müzakere ve diyalog yoluyla çözülmesi ve barış taleplerinin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdiler. Eylem yapılan konuşmaların ardından sona erdi.

Kürt halkının barış talebine kulağını tıkayan devlet, onlarca insanın canına kıyarak savaşı sürdürmeye devam ediyor. Böylesi bir dönemde yani her gün Kürt coğrafyasında çatışmaların sürdüğü, ölümlerin olduğu, kara harekâtının gündemde olduğu, kitlesel tutuklamaların yaşandığı bugünlerde yükseltilen barış talebine işçiler olarak bizlerin de sesimizi katması büyük önem taşımaktadır. Özellikle ezen ulusun parçası olan Türk işçilerin yükselteceği destek çığlığı bugün itibariyle daha büyük bir anlam ifade etmektedir. Çünkü bizler biliyoruz ki başkasını ezen ulus hiçbir zaman özgür olamaz.