Burjuva devlet kana doymuyor. Geçtiğimiz günlerde, Samsun’un Havza ilçesinde, akşam saatlerinde, komşu köydeki düğünden dönen iki kardeş, askerlerce yaylım ateşine tutuldu. Yaklaşık 3 saat süren saldırıda 16 yaşındaki Gökhan Çetintaş kafasına ve vücudunun çeşitli yerlerine saplanan kurşunlarla oracıkta can verdi. Birkaç yaş büyük ağabeyi Habib ise kendisini ağaçlık alana saklayarak şans eseri ölmekten kurtuldu. Bu cinayete ilişkin ilk haberler aynen şu şekildeydi: “Samsun’da teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada bir terörist ölü olarak ele geçirildi.” Oysa birkaç saat sonra işin aslı ortaya çıktı. Askeri birlik, PKK’li sandıkları bu iki kardeşi hunharca kurşun yağmuruna tutmuştu. Yani “yanlışlıkla” öldürmüşlerdi Gökhan’ı!
Olaydan sonra hayatta kalan ağabeyinin ifadeleri doğrultusunda savcılık soruşturma başlattı. Ağabey Habib Çetintaş, hiçbir şekilde kendilerine dur ihtarı yapılmadığını ve birden her taraftan mermi yağdığını anlattı. Soruşturma sırasında, olayın yaşandığı yerde bulunan mermi kovanları aslında durumun vahşetini fazlasıyla ortaya koyuyordu. Tam 550 adet kurşun sıkılmıştı Samsunlu çocukların üzerine! Bu arada Samsun valisi ve içişleri bakanı yaptıkları basın açıklamalarında bir de utanmadan olayla ilgili üzüntülerini dile getirdiler. Hatta Samsun valisi Hüseyin Aksoy bu olayda gençlerin suçlu olduğunu söyleyecek kadar alçaldı. Kürt kardeşlerimizin haklı mücadeleleri karşısında, gözlerini kan bürümüş olan TC devleti ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette sivil insanları bile göz göre göre öldürmekten kaçınmıyor.
Hatay’da da kekik toplayan köylüler yaylım ateşine tutulmuştu!
Geçtiğimiz yılın yaz aylarında da, Hatay’ın Çardak Yaylasında kekik toplamaya giden 4 köylüye, aynı bölgedeki Jandarma Özel Harekât Taburuna bağlı askerler tarafından “PKK’li sanılarak” ateş açılmıştı. Olayda Mustafa Fil ve Ali Dalmış adlı köylüler hayatlarını kaybetmişti.
Asker ve polis daha önce de “terörist zannettik” diyerek aralarında çocukların da olduğu çok sayıda insanı öldürdü. Bunların en çok ses getireni kuşkusuz Mardin Kızıltepe’de yaşandı. 2005’te 12 yaşındaki Uğur Kaymaz, evinin önünde pusu kuran polisler tarafından babasıyla birlikte öldürüldü. Otopside Uğur’un bedenine yaşından çok kurşun isabet ettiği belirlendi.
Bu ülkede bunun gibi yığınla cinayet işlenmiştir. Her defasında da olayların üzerleri kapatılmış veya rütbelilere ve tepedekilere zarar gelmesin diye birkaç asker kurban edilmiştir. Aslında bu cinayetler devletin pisliklerinin çok küçük örnekleridir. Eğer bu lanet kapitalist düzenin, silahların ve savaşların ortadan kalkmasını istiyorsak, o zaman mücadele etmekten başka şansımız olmadığını bilmemiz gerekiyor.
link: Şahintepe Mahallesinden bir deri işçisi, "Terörist Sandık, Öldürdük!", 1 Ağustos 2011, https://en.marksist.net/node/2704
Zeytinburnu’ndaki Irkçı-Faşist Saldırı
İşçi Sınıfı ve Demokrasi Mücadelesi