16 Nisan günü Adana’da tüpgaz satışı yapan bir işyerinde tüp patlaması sonucu yangın çıktı. Çıkan yangında 8 yaşındaki İbrahim Yıldırım ve 19 yaşındaki dayısı Ahmet Gökoğlu’nun vücutlarında yanıklar oluştu. Aileleri küçük İbrahim’i ve dayısı Ahmet’i Özel Hacettepe Cerrahi Tıp Merkezine götürdüler. Yanan dayı ve yeğene ilk müdahale özel hastanede yapıldı.
Ancak Özel Hacettepe Cerrahi Tıp Merkezinin yanık ünitesi olmadığı için yanık ünitesi olan Adana Devlet Hastanesine sevk edilmeleri gerekiyordu. Tam bu sırada para, yani kapitalist sistem devreye girdi. 230 YTL tutarında faturanın aile tarafından ödenmesi gerekiyordu. Ama ne İbrahim’in ailesinin ne de dayısı Ahmet’in bu kadar paraları vardı. Yani asgari ücretin yarısından fazla bir fatura 8 yaşındaki İbrahim’in babasından ve dayısının ailesinden isteniyordu. Baba 230 YTL parasının olmadığını haykırarak acı içinde kıvranan çocuğu için yardım istiyordu.
Hastane yetkilileri muayene ve ilk yardım için 230 YTL’yi almadan sevki yapmayacaklarını söyleyerek babanın yardım isteğini geri çevirdiler. Küçük İbrahim’in babası hastane yetkililerine derdini anlatmaya çalışırken küçük İbrahim ve dayısı Ahmet kapatıldıkları odada canları yanarak sağa sola koşturuyorlardı. Vücutları sanki sadece acıdan ibaretti. Özellikle 8 yaşındaki küçük İbrahim’in feryadı “paran yoksa öl!” diyen patronların kâr hırsının cisimleşmesiydi. Küçük İbrahim “Anne her tarafım yanıyor, beni kurtar anne” diye inliyordu. 19 yaşındaki Ahmet de yeğeni İbrahim’den farklı bir şey demiyordu. Kapatıldıkları odadan bir an önce çıkartılmayı beklerken aileleri de dışarıda onlar için çırpınıyordu.
Ahmet ve İbrahim’in aileleri hastane yetkililerine dertlerini bir türlü anlatamadılar. Ne sigortaları ne de paraları vardı. Zaman geçtikçe içeriden gelen inlemeler küçük İbrahim’in babasını isyan ettirdi. Öfkeli adam bağırıp çağırmaya başladı. “Benim çocuğum yanmış. İçeride feryat ediyor. Bunlar benden 230 lira istiyor. Hani herkes istediği hastanede tedavi olabilecekti? Başbakan «kimse hastanelerde rehin kalmayacak» diyordu. Benim 230 liram yok”. Aynı gün TV kanallarının tamamı küçük İbrahim ve dayısı Ahmet’in acı çığlığını “insanlık ölmüş” başlığıyla verdiler.
8 yaşındaki İbrahim ve 19 yaşındaki Ahmet’in hastanede para için rehin tutulmasını burjuva medya “insanlık ölmüş” başlığıyla vermişti vermesine, ama bu olay ilk değildir. İbrahim ve Ahmet’in başına gelenler yüzlerce emekçinin hastanelerde yaşadığı olaylardan sadece bir tanesidir. Kapitalist sistem devam ettiği sürece bu ve benzeri vakaları aratacak olaylar olmaya devam edecek. İşçi sınıfı kapitalist kâr düzenini tüm sonuçlarıyla birlikte tarihin çöplüğüne atana kadar İbrahimlerin çığlığı son bulmayacak. O halde ne bekliyoruz? İnsanlık yeterince acı çekmedi mi? Yeni İbrahimlere ve Ahmetlere gerek var mı? Yüreğinizden bir isyan çığlığı yükseliyorsa insanlık ölmeyecek demektir! Kapitalizm eninde sonunda yıkılacak ve insanlık kurtulacak demektir!
Herkese ücretsiz sağlık hizmeti!
Herkese sigorta!
Sosyal Güvenlik Kurumu işçi yönetimine!
link: Kartal’dan MT okuru bir işçi, Kapitalizm İnsanlığı Öldürmeye Devam Ediyor!, 3 Mayıs 2008, https://en.marksist.net/node/1779
23 Nisan Tüm Çocuklar İçin Bayram mı?